Cumhurbaşkanı Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonıo Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici danışman Jane Holl Lute ile görüşmesi öncesinde, siyasi parti temsilcileri ile biraraya geldi.
İşte bu kapsamda Çarşmaba gün CTP heyeti ile, HP heyeti ve UBP heyeti ile ayrı ayrı görüştü.. Perşembe günü de DP heyeti, TDP ve YDP heyetleri ile yine ayrı ayrı biraraya gelip fikir alışverişinde bulundu..
Çarşamba günkü toplantılardan sonra parti temsilcileri şu açıklamaları yaptılar.
CTP adına toplantıya Başbakan Tufan Erhürman ve Dışişler Sekreteri Muhittin Özsağlam katıldı.
Başbakan Erhürman toplantı çıkışında gazetecilere özetle şu açıklamayı yaptı:
“Sürekli raporlarda gördüğümüz şey dengeyi koruma çabasıdır.”
Sonra sırasıyla HP adına orada hazır bulunan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ve HP Genel Sekreteri Yenal Senin ile görüştü Cumhurbaşkanı Akıncı.
Görüşmeden sonra Ayşegül Baybars, ucu açık aynı yerden devam edecek bir müzakere sonuç getirmez dedi..
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ise UBP Mağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu ile katıldı Cumhurbaşkanlığındaki görüşmeye, görüşme sonrası Özgürgün; bütün süreçlerde Kıbrıs Türk Tarafı olumlu davrandı, masayı terk eden hep Rum tarafı oldu dedi..
Ve Perşembe gün; ilk görüşme TDP heyeti ile gerçekleşti, TDP heyetinde de Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit ve TDP Mağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli vardı.. Toplantı çıkışında Özyiğit, Guterres çerçevesinde, Crans-Montana’da kalınan yerden ama çok kısa bir sürede sonuç alıcı bir müzakere sürecinin başlatılmasını istediklerini söyledi.
Kıbrıs Türk liderliğinin bu konuda son derece olumlu bir yaklaşım içerisinde olduğunu gördüklerini belirten Özyiğit, Kıbrıs Rum liderliğinin de Kıbrıs Türk liderliğinin uzattığı bu barış eline karşılık vermesini ve kısa sürede adanın yeniden birleştirilmesini arzuladıklarını söyledi..
Maliye Bakanı, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş ise Cumhurbaşkanı Akıncı ile yaptığı görüşmenin ardından basına yaptığı açıklamada, görüşme süreçlerinde 50’inci yıla girildiğini hatırlatarak, 50 yılda Kıbrıs Türk tarafının attığı adımlar dışında bir ilerleme olmadığını söyledi.
Denktaş “Karşı tarafın isteksizliği, üçüncü ülkelerin Rum tarafının bu isteksizliğine çanak tutması aklımızda tutmamız gereken unsurlar. Bu süreç, bu yöntem ile devam ettiği sürece zaman kaybından başka, belirsizliğin Kıbrıs Türk Halk için devamından başka bir sonuç çıkartacak değil. Bir yöntem değişikliği konusundaki düşüncemizi cumhurbaşkanına aktardık. Bunu belki birkaç ay sonra yeniden gündeme getirip daha sıcak bir tartışma ortamı yaratırız” şeklinde konuştu.
Akabinde Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı da görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum Tarafında bir zihniyet değişikliği görmediklerini söyledi..Arıklı burada bir “B” planına ihtiyaç olduğu görüşünde..
Ve özet olarak anlıyoruz ki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın mecliste bulunan siyasi parti temsilcileri ile yaptığı toplantıda sürecin devamından yana olan bir tek Toplumcu Demokrasi Partisi..
TDP hızlı bir sonuç elde etme talebini dile getirdi..
Geriye kalan diğer partiler mevcut şekli ile sürecin bir sonuca ulaşılamayacağı konusunda aşağı yukarı hem fikir..
Tabi gönül arzu eder ki, Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın bu istişareleri sadece mecliste temsil edilen siyasi partilerle değil, meclis dışında kalan diğer siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile de yapmasıdır..
Zira bugün meclis dışında kalan azımsanmayacak bir irade mevcuttur..
Şimdi bunu bir tarafa not etmiş olalım..
Ve yeniden mecliste ki genel yaklaşıma bakalım.
Mecliste temsil edilen siyasi partilerin içinde TDP haricinde CTP, HP, DP ve YDP’nin ağırlıklı olarak eğilimleri sürecin mevcut yöntemi ile bir sonuca ulaşılacağına dair beklentileri yok..O halde esas beklentileri üzerinden daha anlaşılır bir duruş sergilemelerinde yarar vardır diye düşünüyorum..
Nitekim “çözüm istiyoruz ama” diye başlayan cümlelerin sonunda ortaya konacak çözüm yöntemi ile karşı tarafın masadan kaçmasını sağlayacak bir süreci tetikleyeceksek, boşuna hiç zaman kaybetmeye gerek yok..
Zaten Rum tarafına da baktığımızda bundan daha farklı bir pozisyonda olmadıklarını rahatlıkla görebiliriz..
O zaman Kıbrıs sorunun ihtiyacı olanın bu olmadığını söylememiz mümkün, burada esas alınması gereken ise iki tarafın da iyi niyetine dayalı ve her iki tarafa da kazandıracak bir sürecin sonuç odaklı olarak ele alınmasıdır..
Tabi ki bunu yapacak olanlar da liderlerdir..
Fakat şu ana kadar görünen o ki, hem Güney Kıbrıs’ta hem Kuzey Kıbrıs’ta mevcut statükoyu korumanın hesapları üzerinden hareket ediliyor..