Ekonomik kalkınma ve iktisadi büyüme doğru bir tespittir...

UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar her şeyi bir tarafa bırakıp ekonomik kalkınmaya odaklanılması gerektiğini söyledi önceki gün..

UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar her şeyi bir tarafa bırakıp ekonomik kalkınmaya odaklanılması gerektiğini söyledi önceki gün..
Bu kısmen doğru bir tespittir.
Fakat sanırım burada bir kavram karmaşası vardır..
Zira ekonomik kalkınmadan bahsedebilmemiz için öncelikle iktisadi büyümeyi sağlamamız gerekir..
Şöyle ki; “iktisadi büyüme” kavramı üretim ve kişi başına gelirin artışını ifade eden niceliksel bir kavramdır. “İktisadi kalkınma” kavramı çoğunlukla niteliksel unsurlar içeren, sosyo-kültürel yapı değişim ve yenilemelerini ifade eden, yalnızca az gelişmiş ekonomilerin sorunları ile ilgilenen kavramdır.
“Ekonomik kalkınma” anlamında ekonomik gelişme, yapısal değişme, modernleşme, sanayileşme kavramları da kullanılmaktadır.
Temel ihtiyaçlar yaklaşımına göre gelir dağılımı, beslenme, barınma, giyinme, sağlık, temiz içme suyu, eğitim gibi temel sorunların üstesinden gelmeden yoksulluk kaldırılamaz, dolayısıyla kalkınma gerçekleşemez.
Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımına göre iktisadi kalkınma sorunu doğal kaynak tüketimine bağlıdır, toplum gelişmeleri yalnızca ekonomik yönden değil, sosyal, beşeri ve çevre yönünden de ele alınmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı kaynak-çevre korunması eksenlidir, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye sokmadan şimdiki nesillerin ihtiyaçlarını karşılamalarını esas almaktadır.
Bireysel temel ihtiyaçların karşılanması kriterine göre nüfusun büyük çoğunluğu insanca yaşamak için gereken masraflarını karşılayamadığı durumlarda,dengesiz gelir dağılımı, düşük yaşam standardı, kişi başına düşük gelir, eşitsizlik ve mutlak yoksulluk, yetersiz sermaye birikimi, düşük verimlilik ve yüksek ithalat bağımlılığı az gelişmişliğin makroekonomik özellikleridir.
Az gelişmiş ülkelerin en belirgin özelliği kişi başına düşen düşük gelirdir.
Sürdürülebilir kalkınmanın amacı; kaynağı tekrar yerine koyabilme hızından hızlı artan kaynak tüketimini önlemektir.
Tabi bu tek başına yeterli değildir..
Bunun yanında insani kalkınma unsuru da büyük öneme haizdir..
“İnsani kalkınma” unsuru derken, yaşam kalitesi, iyi eğitim, sağlıklı ve uzun yaşamı içermektedir. İnsani kalkınma yaklaşımının teorik ve kavramsal temelleri temel ihtiyaçlar yaklaşımına dayalıdır.
Tüm gelişme seviyelerinde değişmeyen üç temel ihtiyaç uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ve makul yaşam standardına ulaşmak için kaynaklar temin edebilmektedir. İnsani kalkınma yaklaşımı bu bağlamda milletlerin gerçek zenginliğini insanlarda aramaktadır.
Az gelişmiş ülkelerin siyasi ve yönetsel özellikleri; kalkınma planlarının etkin uygulanamaması, aşırı merkeziyetçilik, yeterli fiziki ve sosyal yapı hazırlanamaması, demografik yapı değişimi, bağımlı ekonomi ve devlet kurumları arasında koordinasyon eksikliği, vergi ve bütçe sisteminin sağlıksız işlemesi, bürokratik yönetim, siyasi kriter ağırlığı, yöneticilerin görev suistimalleri, devlet memurlarının sorumluluk ve sadakat sorunu, rüşvet ve yolsuzluk.
Sanırım yukarıda sıraladıklarımıza çok yabancı değiliz..
Peki ya kalkınma göstergeleri nelerdir? Kadın istihdam oranı yüksekliği, temiz suya erişme, yükseköğretim mezunları oranı, ortalama gelir seviyesi, siyasi istikrar, suç oranları, su boruları standardı gibi iyileştirmeler..



Bu haber 152 defa okunmuştur

:

:

:

: