CTP Mağusa Milletvekili Asım Akansoy önceki gün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Kıbrıs sorunu ekseninde BMGK kararını değerlendirmesini eleştiren açıklamalarına istinaden sosyal medya hesabından Özersay’a yönelik şu paylaşımı yaptı.
“Sn.Dışişleri Bakanı bize ders veriyor. “Çözüm istiyorsanız bunları bilmek zorundasınız ! diyor.” Kendisi bizim bilgimizi sorgulamak ve halka ders vermek yerine, kendi siyasi sorumluluğunu yerine getirmeli,hükümet programına bağlı kalmalıdır. Susuyorsak sorumluluğumuzdandır ! Kıbrıs sorunu ile ilgili durum analizi ve akıl almaya ihtiyacımız yok. Siyasi sorumluların tavır almasına ihtiyaç var. Sen, BMGS’in beklentilerine cevap veren bir tavır ortaya koydun mu, koyuyor musun? Gerçek, bu sorunun yanıtında saklıdır !”
Bunun akabinde CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya’dan da Asım Akansoy’un bu paylaşımına destek geldi.. Doğuş Hanım sosyal medya hesabı üzerinden Asım Akansoy’a aynen katıldığını ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın sürekli hükümet protokolünü ihlal edip Kıbrıs sorununu olumsuz etkileyen açıklamalar yaptığını, bu açıklamaların sadece Özersay ve partisini bağladığını ifade eden bir paylaşımda bulundu..
Peki gerçekten bu mevzu öyle mi?
Hatırlayacaksınız, 4’lü koalisyon hükümeti kurulurken koalisyon ortaklarının hükümet adına Kıbrıs siyasi sorunu ile ilgili açıklamalar yapmayacakları,görüş bildirmeyecekleri buna karşın partileri adına görüş ve açıklamalar yapabileceklerine ilişkin bir prensip kararları vardı.. Ya da buna hükümet protokolü diyelim..
Fakat öyle anlaşılıyor ki bu karar çok da dikkate alınmıyor.
Şöyle ki; Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay göreve geldiği günden bu yana sürekli olarak bu konuda açıklamalar yapıyor.. Ve bu açıklamalar Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinden de yayınlanıyor..
Dolayısıyla ülkenin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın bu açıklamaları elbette hükümeti de bağlar..
Bu açıklamaları hükümetten ayırıp söylenenleri sadece Sayın Özersay’ı ve partisini bağlar diye nitelemek bu aşamada mümkün değildir..
O halde Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın Kıbrıs konusunda yaptığı her açıklama aynı zamanda hükümet adına yapılmaktadır..
Kaldı ki, Sayın Özersay’ın Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı sıfatıyla yaptığı açıklamalarından sonra hükümetin diğer taraflarından herhangi bir tepki gelmedi bugüne kadar..
O halde Sayın Özersay’ın bu açıklamaları hükümet tarafından da destekleniyor..
Zaten aksi mümkün değil..
Sonuçta Özersay ne bir parti lideri, ne de konunun uzmanı bir akademisyen olarak yapmıyor bu açıklamaları, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak yapıyor…
Hoş benzeri çıkışları zaman zaman Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami’nin de yaptığını görüyoruz..
Sayın Denktaş ve Sayın Nami de Kıbrıs sorunu ve haliyle müzakere sürecine dair açıklamalar yapmaktadırlar..
Elbette yaptıkları açıklamalar kendi görüşlerini de yansıtsa, bu doğrudan hükümeti de bağlamaktadır..
Zira bu kişiler de hükümetin birer üyesidirler..
Dolayısıyla başta yapmam gerekeni son da yazmış olayım..
4’lü koalisyon hükümeti malumunuz olduğu üzere sözde farklı siyasi görüşlere mensup ortaklardan oluşuyor..
Bu nedenledir ki hükümeti kurarlarken hükümet adına Kıbrıs sorunu hakkında konuşmama kararı almaları belki koalisyonun sürdürülebilmesi için bir gereklilik olarak görülmüştür. Fakat aynı hassasiyetle bunun uygulanabilir gerçekliği de göz önüne alınmalıydı..
Nitekim gördüğünüz gibi bu karar uygulanabilir değil..
Ortaklar kendi görüşlerini bakanlık makamlarında paylaşıyorlar..
O halde ya hükümet edenler bu konuda birbirleriyle önceden istişare ederek açıklamalar yapacaklar, ya da bir bakanın konuyla ilgili açıklamalarının hükümeti de bağlar nitelikte olduğunun idraki içinde olacaklar..