Kriz yeni fırsatları ortaya çıkarabilir mi?

İnsanoğlu, değişikliklere uyum sağlama konusunda doğuştan gelen güçlü bir motivasyona sahiptir. Ancak krizler bu motivasyonu zayıflatır ve bizi adeta bir kasırga gibi alıp hiç tanımadığımız bir noktaya sürükler.

İnsanoğlu, değişikliklere uyum sağlama konusunda doğuştan gelen güçlü bir motivasyona sahiptir. Ancak krizler bu motivasyonu zayıflatır ve bizi adeta bir kasırga gibi alıp hiç tanımadığımız bir noktaya sürükler.

Gözlerimizi açtığımızda bambaşka bir yerde olduğumuzu görürüz.

Umutsuzca krizden önceki pozisyonumuza dönmek isteriz, ama nafiledir. Dolayısıyla artık yapmamız gereken, yeni koşullardan en iyi şekilde faydalanmaya çalışmaktır. Bir kere krizi yeni bir gözle görmeye başladığımızda şartlar da lehinize dönmeye başlayacaktır.

Malum ki bu kriz Kuzey Kıbrıs olarak bizleri de olumsuz etkiledi.
Birçok sektör sıkıntılı günler geçirmektedir.
Hükümet bu bağlamda belli önlemler alıyor..
Ticaret erbabı ise kendi önlemini geliştirmiş durumda.
Stok üzerinden vurgunlar yapmaya yeltenenler var vs..
Bu noktada hükümetin etkin denetim yapması şart elbette..
Fakat her şeye rağmen önümüzde fırsatlar olduğunu düşünüyorum.
Özellikle turizm ve yüksek öğretimde..
TL sürekli döviz karşısında değer kaybediyor.
Buna müteakip dövizin değeri yükseliyor.
Yani cebinde sterlin,euro, dolar bulunan Kuzey Kıbrıs’ta çok makul şartlarda tatilini,lisans ve lisansüstü eğitimini yapabilir bir pozisyona geliyor.
Dolayısıyla turizm ve yüksek öğretim için çalışmaları bu strateji üzerinden yoğunlaştırılabilir.
Bu cazip koşullarda ülkeye nitelikli turist ya da öğrenci çekebiliriz. Bu anlamda sisli havanın, yani krizin böyle bir avantajı her zaman vardır. Hepimizi normalde gitmeyeceğimiz yollara sokar.
Ekonomik kriz artık global bazda mevcut. Hiç kuşkusuz kriz süreçleri, ekonominin zora girdiği, insanların işsiz kaldığı, iş yerlerinin kapandığı dönemlerdir. Ama her inişin bir çıkışı da vardır. Bu sıkıntılı dönemlerin yeni fırsatlar sunduğu da bilinen bir gerçektir. Krizlerden zengin olarak çıkanlar çoktur. Çünkü bu süreçler yeni işletmelerin açılması, girişimlerin yapılması için uygun dönemlerdir. Kriz dönemlerinde girişimcilik artar.
Özellikle işsiz kalan ve yenisini bulamayanlar, kendi işlerini kurmak için atılım yaparlar. Büyük şirketler bile kapandıkları, güç kaybettikleri için yeni kurulan işletmelere bazı imkânlar doğar. Her şeyden önce şirket kurma ve ofis açma maliyetleri kriz şartlarında daha uygun hale gelir. Tesis oluşturmaya varana kadar her ihtiyaç uygun şartlar (uzun vadeli ödeme koşulları) ve maliyetlerle karşılanır. Sonuçta kriz her kesimde yaşanmaktadır. İnsanlara az da olsa nakit akışı gereklidir. Yurtdışı kaynaklı istatistikî çalışmalar da kriz dönemlerinde yeni iş kurulmalarının artığını söylüyor. Birkaç yıl önce ABD kökenli Kauffman Vakfı’nin yaptığı bir araştırma bunu doğrulamış. Fakat yeni girişimler, lüks hizmet ve ürünlere yönelik olmayıp orta halli iş alanlarına dönük olmuş.
Bugüne kadar, ekonominin durumu yüzünden planladıkları girişimi başlatmama kararı veren, iş fikrini şartlar olumlu anlamda değiştiğinde yeniden değerlendirmek üzere rafa kaldıran ya da müşterilerin parası olmadığı için fiyatlarını düşüren birçok kişiyle karşılaştım.
Bu kararlar bir noktaya kadar anlamlı olabilir ama ben yine de insanların fazla reaktif davrandığını düşünüyorum. Herkesin harekete geçmek için uygun zaman olmadığını düşündüğü bir ortamda rekabet de hızlı bir şekilde zayıflayacaktır. Böylesi bir rekabet ortamı sadece belli sektörler için değil, aynı zamanda diğerleri için de harika bir fırsata dönüştürülebilir.
Kötü şeyler yaşanırken, bir süreliğine durabilir ve hayatınızın nereye gittiği konusunda kafa yorabilirsiniz.
Böyle bir şeyi başka bir zamanda da yapmak mümkün tabii ama yolumuza çıkan engellerle karşı karşıya kalmadığımız sürece genellikle böyle bir şeyi yapma ihtiyacı duymayız. Bu nedenle, olağanüstü durumlar size gerek duyduğunuz uyanışı yaşamak için fırsat verebilir.

Bu haber 133 defa okunmuştur

:

:

:

: