Kütüphaneler olmalı çocukların hayatında..

Hani haberlerde çıkmıştı ya Japonya’da lise öğrencisi bir kız bulunduğu yerden başka bir yerdeki okuluna gitmek için her gün trene biniyor, kendisinden başka o hattı kullanan kimse olmadığı halde onun mağdur olmasını engellemek adına üç yıl boyunca yani kız okulunu bitirene kadar hattın işlemeye devam edeceği söyleniyordu..

Hani haberlerde çıkmıştı ya Japonya’da lise öğrencisi bir kız bulunduğu yerden başka bir yerdeki okuluna gitmek için her gün trene biniyor, kendisinden başka o hattı kullanan kimse olmadığı halde onun mağdur olmasını engellemek adına üç yıl boyunca yani kız okulunu bitirene kadar hattın işlemeye devam edeceği söyleniyordu.. Bu bizim gibi ülkeler için bir hayal sadece.Çünkü odağına insan yerleştirilen siyasi,kültürel, sosyal ve ekonomik yapıdan yoksunuz..
Dolayısıyla takdir edersiniz ki odağında insan olmayan toplumlarda böylesi bir hadiseyle karşılaşmak haliyle mümkün olmuyor.
Maalesef az gelişmiş toplumlarda insana verilen değerle, gelişmiş ülkelerde verilen değer aynı değildir.
Peki neden ki diye bir soru sorarsanız, ben de kendi gözlemlerime göre derim ki; gelişmiş ülkelerin en önemli özellikleri insana verilen değerdir, ki “bir insan bile olsa” dediğimiz şekilde sayısına, kimliğine, cinsiyetine, milliyetine bakmadan insana değer veriyor olmalarıdır. Elbette bu eğitim işidir.. Bir toplumun nasıl bir kültüre sahip olduğunun göstergesidir de aynı zamanda.
Kitap okuma alışkanlığı kazanan toplumlarda mesela yerleşen kültür bir toplumda, hoşgörü ve ufkunu okyanuslara açan nesillerin çoğalmasını sağlar.
Elbette bütün bunlar devletin teşviki ve politikaları ile mümkün olur.
Dolayısıyla bir ülkede toplumsal hayat içinde bunların yerleşmesi insana verilen değerin bir sonucudur.
Bu sonuca ulaşmanın tek yolu ise insan sevgisidir.
Okullarda, kütüphanelerde, ki kütüphane kültürümüz yok denecek kadar az, sinema, tiyatro ki o da kısıtlı imkanlarla dar çevreler için ayakta durmaya çalışıyor gibi yerlerdeki bütün çalışanlar insana, hele hele de çocuklara karşı saygılı ve onların dünyasına girebilen kişilerden olmalıdır.
Son yıllarda bu konulardaki hassasiyetin artıyor olması ülkemiz adına sevindirici tabi ki .. Mesela çocuklarını televizyon- tablet bağımlılığından kurtarma çabasında olan aile sayısı hiç de az değil. Alternatif etkinlikler düzenleyen kurumlar, dernekler, kitapevleri ailelere çok çeşitli etkinlik imkânı sunuyor.. Çocuk kitapları en parlak dönemini yaşıyor.. Ancak asıl olmasını arzu ettiğimiz şey; bütün bu imkanlara ülkedeki, daha geniş düşündüğümüzde dünyadaki bütün çocukların kolayca ve ücretsiz bir şekilde ulaşabilir olmasıdır. Bütün bunların devletin imkânlarıyla sunulması ardından aileler, öğretmenler ve gönüllülerin bu konuda destekleyici çalışmalarıyla çocukların kütüphane ortamından daha fazla faydalanması sağlanmalıdır.
Kütüphane ortamında büyüyen çocuk, kamu malına zarar vermez..
Bununla birlikte maddi durumu ne kadar iyi olursa olsun ailesinin ona sunabileceği kitap ve diğer etkinliklerden daha fazlasına kütüphaneler vasıtasıyla ulaşabilir olması çok büyük önem arz ediyor. Okuyarak gelişen bir toplum ve kitap sevgisiyle büyüyen çocuklar için kütüphaneler en ulaşılabilir ve cazibeli yerlerden olması gerekiyor. Okuma eğitimi ve kitap sevgisi bir ülke olarak topyekün kazandırılması şart olan bir zorunluluk. Kişisel gayretler önemli tabi ama bu konuda sağlam bir devlet politikası olması lazım.

Bu haber 126 defa okunmuştur

:

:

:

: