Doğu Akdeniz’de bilek güreşi

Askeri uçağı vurulan Rusya çılgına döndü. Suriye’nin hava ve deniz trafiğini ablukaya aldı. Güney Kıbrıs aracılığıyla yayımlattığı 15 Notam ve 7 Navtex ile de Akdeniz’i havadan ve denizden deyim yerindeyse adeta kilitledi.

Askeri uçağı vurulan Rusya çılgına döndü. Suriye’nin hava ve deniz trafiğini ablukaya aldı. Güney Kıbrıs aracılığıyla yayımlattığı 15 Notam ve 7 Navtex ile de Akdeniz’i havadan ve denizden deyim yerindeyse adeta kilitledi.
Rusya’nın, Lefkoşa “FIR” hattı içerisindeki hava ve denizde büyük bir bölgeyi Çarşamba gününe kadar bağladığını yazan Rum basını, Türkiye’nin buna tepki gösterdiğini kaydetti.
Bölgenin “Kıbrıs Cumhuriyeti sorumluluğu altında olduğunun tanınması nedeniyle” öfkelenen Ankara’nın, Güney Kıbrıs’ın yayımladığı Navtex’lerden 4 saat sonra iki Navtex yayımladığını ve bu Navvtex’lerin, Rum yönetiminin yayımladığı iki Navtex’le çakıştığı bildirildi.
Görünen o ki önümüzdeki günlerde Ortadoğu’da yaşanan gerilim yavaş yavaş Doğu Akdeniz’e kayacak.
Keza tüm bu gelişmeler yaşanırken Kıbrıs ve çevresinde yaşananlar, Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önderliğinde toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun da gündemindeydi.
Toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamanın Kıbrıs’ı ilgilendiren bölümünde, Ege ve Akdeniz'deki gelişmeler hakkında kurula bilgi arz edildiği aktarıldı ve aynen şöyle denildi:
'Bu hususta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye'nin çıkarlarına yönelik girişimlere karşı ülkemizin hak ve menfaatlerinin tüm imkanlar kullanılarak korunacağı kararlılıkla tekrarlanmıştır.'
Kısaca Ankara, hem Rumlara hem de Rumların arkasında duran ülkelere “Meydan boş değil” mesajı verdi.
Nitekim Türkiye Enerji Bakanı Fatih Dönmez de dün fevkalade önemli açıklamalar yaptı. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldubittiye getirilmesine izin vermeyeceklerini belirten Dönmez, 'Tek taraflı, Türkiye’nin ve KKTC’nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme geçit vermeyeceğiz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı ve duruşu nettir' dedi.

MGK bildirisiyle birlikte bu cümleleri alt alta koyduğumuzda Ankara’nın Doğu Akdeniz’de önümüzdeki günlerde öyle çok da edilgen ve pasif bir tutum sergilemeyeceğini pekala anlayabiliriz.

Zaten Bakan Dönmez, 'Fatih gemisi, önümüzdeki birkaç ay içerisinde ilk sondajını gerçekleştirmek için Akdeniz’de göreve başlayacak. İkinci sondaj gemimizin alımı için de çalışmalara başladık' diyerek bu hareketliliğin işaretini veriyor.

Peki tüm bu gerilimli atmosferin ay sonunda New York’ta yapılacak temaslara etkisi nasıl olur?

Doğu Akdeniz’de bu soğuk savaş rüzgarları eserken, bazı iyimser dostlarımızın New York’ta yeniden bir müzakere ortamı oluşabileceğine olan inançlarına şaşırmamak mümkün değil.

Doğu Akdeniz’de şu an tam bir bilek güreşi vardır. Bu bilek güreşi devam ederken, ne yazık ki kimse kimsenin ne dediğini anlayacak konumda değildir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Kıbrıs’ta asker sayısının artırılacağına yönelik açıklamasını böyle okuyabiliriz.

Rumlar Türkiye’nin gücünü tartmayı bırakıp, bilek güreşinde vazgeçerse müzakere ortama belki yeniden oluşabilir.
Aksi halde New York yolculuğu sadece bir sonbahar gezintisinden ibaret olur.

Unutmayın, “New York’ta Sonbahar” sadece romantik bir film adıdır. Üstelik sonu hiç de iyi bitmeyen bir filmin adıdır. Bizden söylemesi…

Bu haber 299 defa okunmuştur

:

:

:

: