New York satrancı!..

Aylardır beklenen görüşme nihayet yarın akşam New York’ta gerçekleşecek.

Aylardır beklenen görüşme nihayet yarın akşam New York’ta gerçekleşecek. Cumhurbaşkanı Akıncı ile BM Genel Sekreteri Guterres arasında yapılacağı belirtilen görüşme daha sonra Rum lider Anastasiadis’in de katılımıyla üçlü bir görüşmeye dönüşür mü? Bu konu henüz belirsizliğini koruyor.
Ancak onun öncesinde Türkiye, İngiltere ve Yunanistan dışişleri bakanlarının New York’ta gayrı resmi olarak güvenlik ve garantiler başlığında yaptığı toplantıdan, diplomasi kulislerine sızan bilgiler bize bazı ipuçları veriyor.
Rumlar, Türkiye’nin BM parametreleri dışında bir çözüme atıfta bulunmasından endişeli. Bu Rum basınında da açık açık Anastasiadis yönetiminin en büyük korkusu olarak göze çarpıyor.
Ankara’dan zaman zaman yapılan “BM parametreleri değişmeli, bu parametrelerle bugüne kadar bir yol alınamadığı” yolundaki serzenişler, sanıyorum bu kez New York’ta ete kemiğe bürünebilir.
Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun da geçtiğimiz aylarda yaptığı bir Kıbrıs ziyaretinde “federasyon” tezine karşılık “konfederasyon ve iki devlet” esasına dayalı çözüm önerilerini tartışmaya açması belki bugünlerin bir işaretiydi.
Her ne kadar BM parametrelerinin değişmesinin kolay kolay mümkün olmadığı iddia edilse de Ankara yeni dönem için satranç tahtasına yeni fikirler sunabilir.
Şüphesiz Rum yönetimi de bu konuda hazırlıklarını sürdürüyor. Rum kesiminin olası bir çıkmazın önlenmesi için, New York’a bir öneriyle gittiği iddia ediliyor.
Ancak bu önerinin içeriğine ilişkin bir bilgi paylaşılmıyor. Güney’in önerisiyle ilgili sadece, “Rum kesimi Türkiye’nin bu öneriyi zor reddedebileceğini düşünüyor” yorumu yapılıyor.
Peki acaba nedir bu öneri?
Elimizde bir belge olmasa da tahminlerimiz Türk askerinin adadaki varlığıyla ilgili “Sıfır asker, sıfır garanti” söyleminden vazgeçen Rumların, NATO garantisi önerisini ortaya atabileceği yönündedir.
“NATO içinde hem Yunan, hem de Türk askeri olması, adadaki dengelerin isim değişikliği altında bir ölçüde yine muhafaza eder” görüşü savunuluyor.
Ancak Türkiye’nin Kıbrıs’taki haklarından NATO şemsiyesi altında feragat edeceğine ben ihtimal vermiyorum.
Üstelik NATO gibi işlevi ve yapısı son yıllarda oldukça tartışılan, soğuk savaş yıllarına ait bir örgütün Kıbrıs gibi bir noktada başarılı olabileceğini düşünmüyorum.
Elbette Rumlar, bu öneriyle dünya kamuoyunda “çözüm isteyen taraf” olarak, bir adım önde görünmek isteyebilir.
Ancak Ankara bu konuda ikna olur mu? Hiç sanmıyorum.
Kısaca söylemek gerekirse New York’ta kelimenin tam anlamıyla tüm taraflar için bir satranç oyunu kuruluyor. Herkes hamlesini yapıp, karşısındakinin hamlesini bekleyecek.
Bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rum lider Anastasiadis’in BM Genel Kurulunda el sıkışmasının Güney’de nasıl böyle büyük bir gürültü kopardığını hayretler içinde izliyoruz.
Erdoğan’ın Rum heyetinin yanından geçerken Anastasiadis ile karşılaştığını ve “sıcak bir şekilde el sıkıştığını” yazan Rum basını, bu temasın Türkiye ile ilişkilerin geleceği için önemli olduğunu savundu.
Bence bu kadar beşeri bir ilişkiye çok fazla bir anlam yüklemiş oluyoruz.
Rum yönetimi ile Türkiye arasında gerçek bir ilişki, ancak KKTC ile Rum yönetimi arasında gerçek bir ilişki kurulduğunda başlar.
Aksi halde bu tür selamlaşmalar züğürt tesellisi olmaktan öte geçemez. Bizden Rumlara söylemesi…

Bu haber 406 defa okunmuştur

:

:

:

: