“Şunu da söylemeden edemeyeceğim: Soruşturma dosyalarında bu kıpırdanmayı sağlamak hiç de kolay olmamıştır. Bazı noktalarda bu konuların üzerine gidilmesini engellemeye çalışan ciddi bir direnç vardır. Polis teşkilatımıza ve Hukuk Dairemize güveniyorum, öte yandan süreci yavaşlatmaya çalışan ya da engel olmaya çalışanlar olduğunu da geçen sürede yaşayarak gördük. Kavga büyüktür, devletin içerisinde yolsuzluklara karşı mücadele edilmesine karşı çıkan, ağırdan alan, yavaşlatmaya veya engellemeye çalışanlar vardır. Bunu yapanlar bunun bedelini hukukun gerektirdiği şekilde elbet bir biçimde ödeyecekler. Biz bu görevlere bunun için talip olduk. Hiç kimseden de çekindiğimiz yoktur.”
Bu ifadeler düzgün kişiliğine sağlam karakterine her zaman güvendiğim Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a ait.
Özetle Sayın Özersay, yolsuzluk dosyalarının soruşturmalarının ileriye taşınmakta olduğunu ancak devlet içindeki bazı kesimlerin yolsuzluklarla mücadele edilmesine karşı çıkıp bu süreçlerin sonuçlanmasını engellemeye çalıştıklarını söyledi..
Bu köşeyi takip edenler bilecekler, daha önce de defalarca bu konuyu yazdık çizdik ve dedik ki, sıradan bir yurttaşın işlediği iddia edilen herhangi bir suç işe ilgili dosya saatler içerisinde sınırlı soruşturulup hemen jet hızıyla Başsavcılığa akabinde de yargıya taşınıyor..
Lakin siyasetle makam almış, mevki sahibi olmuş, görevini kötüye kullanmış, o kadar örnek var ki kamuoyunun gözleri önünde cereyan edip örtbas edilen..
Bunlar saymakla bitmez.
Devleti milyonlarca lira zarara uğratanlar var.
Adı rüşvet iddialarına karışanlar var.
Milyonlarca dolarlık ihalesiz hizmet almaya kalkışanlar var.
Belediyeleri batıranlar var.
Edindiği malın, mülkün, paranın kaynağını açıklayamayanlar var.
Milletin kurumlarını iflasa sürükleyenler var.
Haklarında Sayıştay tarafından düzenlenen raporlar var.
Ve var oğlu da var..
Peki ya sonuç?
Yok..
Sıfır sıfır elde var sıfır..
Şimdi de öğreniyoruz ki bu yolsuzluk iddialarını devletin içinden bazı yetkili ve etkili kişiler örtbas etmek için çaba harcıyorlar..
Tabi ki bunu ben söylemiyorum.
KKTC’nin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay söylüyor..
Peki kimdir bunlar?
Ayşe abla, Hüseyin Dayı değil herhalde.
Bildiğim kadarıyla posta dairesinde de olmuyor bu tip konuların soruşturması, ve incelenmesi.. Sağlık Bakanlığı da bakmıyor bu işlere..
Yoldan geçen yurttaşların da böyle bir yetkisi yok
Dolayısıyla bu gibi mevzuların prosedürü belli.
Hangi kurumların bu vakalarla ilgili,yetkili ve etkili olduğu da ortada.
Peki o zaman bu soruşturmaları engelleyenler kimlerdir?
Kimlerdir bu dosyaları yargıdan kaçıran, örtbas etmeye çalışan veyahut çalışanlar ki ülkenin Başbakan Yardımcısı bu dosyaları kıpırdatmak kolay olmadı diyor..Bazı noktalarda bu konuların üzerine gidilmesini engellemeye çalışan bir direncin olduğunu söylüyor..
Bu ne demek?
Devletin içinde çeteler var demek.
Devlet devlete karşı demek.
Mafya devletin içinde etkili demek.
Yoksa bütün bunların başka bir izahı olabilir mi?
Peki başka ne diyor Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay; polis teşkilatımıza ve Hukuk Dairemize güveniyorum..
Peki o zaman sorun nerde?
Bu soruşturmalar, dosyalar hangi kurumlarda hasıraltı ediliyor, veyahut engelleniyor.
Polis üzerine düşeni yapıyorsa, Hukuk Dairesi üzerine düşeni yapıyorsa bu soruşturmaları engelleyen lambasuyucu Ali dayı mı? Yoksa lastikçi Latif mi?