Bir yağmur da ülke felç oluyor.
Yollar kullanılamaz hale geliyor, ulaşım aksıyor, çoğunlukla elektrikler kesiliyor, internet bağlantısı sağlanamıyor.
Bir yağmur da ülke felç oluyor.
Yollar kullanılamaz hale geliyor, ulaşım aksıyor, çoğunlukla elektrikler kesiliyor, internet bağlantısı sağlanamıyor.
Öyle ki yağmur yağmasından korkar hale geldik.
Zira ciddi anlamda mağduriyet yaşıyoruz her yağmurda.
Peki yok mu bunun bir çaresi?
Yani her yağmur yağdığında hayatımız kesintiye mi uğrayacak..
Var mı böyle bir şey mesela İngiltere'de.. Hade o çok uzakta bir örnek oldu Kıbrıs'ın Güney yakasında.. Buralarda da her yağmur yağdığında insanların yaşam kalitesi, teknoloji imkanları kısıtlanıyor mu? İngiltere'de böyle bir sorunla karşılaşanı görmedim de duymadım da.
Nerede ise yıl 365 günü yağmurun eksik olmadığı bu ülkede yağmur yağdığında ne elektrikleri gider, ne yolları sokakları sularla dolar, ne de internet iletişimleri kesintiye uğrar..
En azından orada yaşayan dost ve akrabalarımdan böyle bir şeyin söz konusu olmadığını biliyorum. Ha Kıbrıs'ın Güney yakasında da yağmur yağdığı zaman böylesi olumsuzluklarla karşılaşmadıklarını söyleyebilirim.
Çünkü ben de bizzat aynı ortamda bir çok kez bulunduğumdan dolayı bunu görebiliyorum.
O halde bizim neden böyle bir sorunumuz sıklıkla oluyor?
Çünkü her alanda altyapı sıkıntımız mevcut.
Kimse kusura bakmasın ama patır patır dökülüyor ülkemiz.
Ne yollarımızda altyapı var, ne kanalizasyon şebekelerimizde altyapı var, ne de televizyon ve internet sağlayıcılarımızda altyapı var.
Hepsi yetersiz teknolojik donanımlara sahip.
Ve bütün bunlar hepimizin bildiği şeyler.
Hepimizin her Allahın günü yaşadığı olumsuzluklar.
40 yılda 39 hükümetin kurulduğu bir ülkede tabiatıyla istikrar sağlanamayacağı gibi hiçbir planlamanın da yapılmadığı mutlak bir gerçek.
Bunda elbette gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin, yönetenlerin sorumluluğu büyük.
Peki bu böyle gelmiş böyle mi gidecek?
Tabi ki hayır.
Fakat bunun için de adımlar atılması gerekir.
Bu adımların plan program ve projelerle de desteklenmesi lazım.
Fakat bunların hayata geçirilmesi için gereken de finansal kaynaktır.
Ve evet dile kolay 40 yılda yapamadık bunları.
Kaynakları doğru projelerde kullanamadık.
Hiç bir planlamayı insan odaklı düşünmedik.
Dolayısıyla sorumluluk hepimizin.
Zira 40 yılda iktidara getirdiklerimiz de kendi kendilerine makam sahibi olmadılar nihayetinde, bizler seçtik bu insanları, o fırsatı da bizler verdik onlara.
Bugün çöken bu sistemin mimarlarıyız hepimiz.
Aynı oranda katkı yapmasak da bu sığ anlayışa, yine de hepimizin harcı vardır bu duruma gelmemizde..
Hal böyle olunca hiçbir alanda planlamaya gidemedik.
Hiç bir projeyi global ölçekte ele almadık bunca yıldır.
Ama nereye kadar!
Bir nokta gelir ve tıkanırız.
Nitekim tıkandık da.
Bugün yağmur yağdığı zaman birçok bölgede birçok yol kullanılamaz hale geliyor.
Birçok bölgede elektrik enerjisi kesiliyor, internet sağlayıcıları devre dışı kalıyor..
40 yıl sonra bu sürpriz mi?
Elbette değil.
Göstere göstere geldi bütün bu olumsuzluklar.
Yılların getirdiği ve işinin ehli olmayan kadrolarla plansızlık ,programsızlık ve öngörü yoksunluğunun bizi taşıyacağı nokta ne ise bugün o noktaya doğru hızla ilerliyoruz..
Bu bir birikimin sonucu..
Yılların birikimi, yanlış yöneticilerin ve yönetimlerin ülkeyi getirdiği durumdur bu.
Bugün ise bunun faturasını yaşam kalitesini olması gerekenin çok çok altına düşürerek bir çok yerde mağduriyet yaşayarak ödüyoruz hep birlikte...