Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, dün sabah Başsavcı Vekili Ersoy Ölçter’i makamına davet ederek, yolsuzluk dosyalarının akıbeti konusunda bilgi aldı.
Malum, yolsuzluk dosyalarını Meclis’e göndermesi beklenen Savcı Yardımcısı Ergül Kızılokgil’in hastalanıp hastaneye yatması nedeniyle dosyaların nerede olduğu tartışması gündeme gelmiş, Başbakan Yardımcısı Özersay yolsuzlukla mücadeleyi yavaşlatmak ve engellemek isteyenler olduğunu iddia etmişti.
Sayın Özersay, dün sabah Başsavcı Vekili ile yaptığı görüşme ertesinde sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Merak edenler için söyleyeyim: Hasta olanlara geçmiş olsun ama birilerinin kalbi tam da bugünlerde tekledi diye bizim yolsuzluğa karşı mücadelemiz teklemeyecek. Bu sabah itibariyle Anayasa’mıza göre hukuk danışmanımız olan Başsavcı Vekili’ni Bakanlığa davet ederek görüştüm. Hem dosyaların nasıl ve ne şekilde Meclis’e gönderileceğini, hem de diğer dosyaların akıbetini ne şekilde takip edeceğimizi kendisiyle istişare ettim.”
Sayın Özersay’ın bu tavrı “Yargının işini yapmasına destek” olarak yorumlanırsa elbette destek verilir.
Ancak hükümetin en etkili kişisinin bu şekilde yargı temsilcilerini etkileyecek boyutta görüşmeler yapması, yargıya müdahale iddialarını da ortaya çıkarıyor.
Sayın Özersay’ın bu tavrını, UBP’nin bu haftasonu yapılacak kurultayını etkileme çabası olarak yorumlayanlardan da hiç az değil.
Peki Sayın Özersay neden böyle bir çaba içinde olsun?
İddiayı dile getirenler HP lideri Özersay’ın, Özgürgünsüz bir UBP ile hükümet planladığını ifade ediyor.
Zira Özgürgün’ün genel başkan seçilmesi halinde 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP’nin adayı olarak ortaya çıkmak istediği sır değil.
Sayın Özersay’ın Özgürgün’ün olmadığı bir UBP ile olası bir koalisyonda 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde UBP’nin de desteğini alabileceği ifade ediliyor.
Tabii ki bunların hepsi iddia. Siyaset kazanı kaynıyor. 2020’ye kadar köprülerin altından çok sular akacak.
Ancak şu an görünen manzara, Sayın Özersay’ın dile getirdiği iddialarla bu hafta sonu yapılacak UBP kurultayına müdahil olduğu.
UBP delegesi nezdinde bu nasıl sonuç verecek? Bekleyin göreceğiz. Genel kanı, bugüne kadar delegenin bu tür müdahalelere pek sıcak yaklaşmadığı yönünde.
Özgürgün, Sucuoğlu, Tatar, Atun dörtlüsünden hangi ikisi ikinci tura kalacak? Ya da ikinci tur olacak mı? Bunlar hep cevaplarını bekleyen sorular.
Ancak özellikle ikinci tur olursa oluşacak ittifakların Genel Başkan tayininde etkili olacağı sır değil.
Şimdilik bildiğimiz olası bir ikinci tur hesabında kim kalırsa kalsın, Sucuoğlu ve Tatar’ın birbirini destekleyeceği…
Sunat Atun ve Hüseyin Özgürgün’ü de ikinci tur için ayrı bir blok görürsek, saflar belirlenmiş oluyor.
Tabi burada en önemli etken olarak 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun tavrı.
Son güne kadar beklemeyi seçeceği konuşulan Eroğlu’nun yaklaşımı da yeni liderin arkasında önemli bir rüzgar oluşturacak.
Önümüzdeki iki hafta sadece UBP için değil, tüm ülke siyaseti için kritik bir kavşağı işaret ediyor. İzleyip göreceğiz…