“Çalışan kazandı!..”

UBP’de nefes kesen yarıştan hemen önce Ersin Tatar’ı geçen hafta Ada TV’de ağırlamıştım.

UBP’de nefes kesen yarıştan hemen önce Ersin Tatar’ı geçen hafta Ada TV’de ağırlamıştım. Tatar yarışın ilk turda bitme ihtimalinden söz etmişti. Gerçekten UBP kurultayı ikinci tura kalsa da dün Hüseyin Özgürgün’ün yarıştan çekildiğini açıklamasıyla UBP’de Ersin Tatar dönemi resmen olmasa bile fiilen başlamış oldu. Cumartesi günü yapılacak ikinci tur, bir formaliteye dönüştü.
Seçim öncesi yaptığı değerlendirmede partide “Sıra artık Tatar’ındır” değerlendirmesi olduğunu iddia eden Ersin Tatar, haklı çıktı.
“Çok önemli işler yaptım, çok çalıştım. Beni seven de var, sevmeyen de. Ama bu beni hiç yıldırmadı” diyen Tatar, Ada TV’deki son programda koltuğu oturur oturmaz yapacakları şöyle sıralamıştı:
“Parti içinde demokrasi önemlidir. Parti içindeki tabanla tavan arasında iletişim güçlendirilmeli. Şu an tabanla tavan arasında bir diyalog eksikliği var. Bunu onaracağız. Aracılarla bu iş olmaz. Bu işi bizzat samimiyetle hayata geçirmelisiniz.
Şu anki yönetimde parti meclisi toplanmıyor. Oysa tüzük gereği parti meclisi her ay toplanmak zorunda. Ya da toplanıyor ama toplantı bir saatte bitiyor. Yeni dönemde böyle olmayacak. Yetkili kurullara daha fazla önem vermek zorundayız.
Ben hiçbir zaman hodri meydan çekmem. Çekilen hodri meydan ile seçim tarihinin muhalefetteki CTP tarafından belirlenmesi sağlandı. Bu bana göre yanlıştı. Bu, partinin tüm yetkili organlarında tartışılmalı, karar öyle alınmalıydı.”
Olası bir erken seçim senaryosuna da karşı çıkan Tatar, UBP’nin de içinde olduğu yeni hükümet iddialarıyla ilgili şunları söyledi:
“Eğer doğruları konuşacaksak şu anda bir erken seçim göremiyorum. Şu anda memlekette bir kriz vardır. Bir erken genel seçim, her adayın para harcaması, hayatın durması anlamına gelir. Bu doğru değildir. Olası bir hükümet değişikliğinde UBP’nin tavrıyla ilgili kararı da partinin yetkili kurulları verir. Benim bu konuda önceden bir temasım olmadı. Günü geldiğinde partinin yetkili organlarında değerlendirilir. Bizim hiçbir zaman iddia edildiği gibi Kudret Özersay ve ekibiyle bir hükümet temasımız olmadı.”
Ülkenin ekonomik bir türbülansa girdiğini ifade eden Tatar, “Ülkedeki ekonomik krizin aşılması için hükümette dağınıklığın aşılması lazım. Türkiye ile yapılan anlaşmaları, protokolleri sahiplenmek zorundayız. Kimse kimseye sürekli geri ödeyemeyeceği parayı vermez. Bizim gerekli reformları bir an önce yapmamız lazım. Hedefimiz kişi başına düşen milli geliri 20 bin doların üzerine çıkarmaktır. Bunu başarabiliriz. Yapacağız” dedi.
2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili de konuşmayı erken bulan Tatar, bunların da partinin yetkili kurullarında günü geldiğinde değerlendirileceğini söyledi.
Tatar, seçimi kazanırsa ilk mesajının ne olacağı sorusuna ise şöyle cevap vermişti:
“Sabah kalktığımda, seçimi kazanırsam şunu söyleyeceğim. Çalışan kazandı. Ben çok çalıştım. Şu kadar sene yurtdışında çalıştım. 40 yaşında geldim. O yaştan sonra siyasette buralara gelmek mümkün değildi. Kazandığım anda bunu söyleyeceğim. ‘Çalışan kazandı’ diyeceğim. Bu halk da bunu saygı gösterecek. Gençler örnek olacak. Bu bir umuttur. Çalışanın, ‘kazanan’ olduğunu herkese göstereceğim.”
Sayın Tatar, haklı çıktı. Son kaybettiği kurultayın hemen ertesinde başladığı çalışmaların meyvesini geçtiğimiz hafta sonunda aldı. Umarım, bu kazanç ülkenin de menfaatine olur. Zira şu anda ülkenin birinci büyük partisine, siyasetteki ve ekonomide tıkanıklığın aşılması için büyük görevler düşüyor. Umarım Ersin Tatar liderliğindeki UBP, bu yükü sırtlanır.
Bu haber 318 defa okunmuştur

:

:

:

: