Doğu Akdeniz’deki gerilim, Rumları tek yanlı oldubitti çabalarıyla bir krize doğru adım adım sürükleniyor.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türkiye basınına yaptığı açıklamada Fatih sondaj gemisinin Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başlamasının bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
'Kötü komşu insanı ev sahibi yapar misali doğu Akdeniz’de Rum tarafının tek yanlı oldu bittiler yaratmaya çalışması Türkiye’nin iki sondaj gemisi sahibi olmasına neden oldu' diyen Özersay, 'Ancak biz yine de kötü komşu istemiyoruz, gelin iyi komşu olalım, her iki topluma da ait olan bu kaynakları birlikte işletelim, yönetelim ve paylaşalım' diye eklemeyi de ihmal etmedi.
Bu çağrı Rum tarafından olumlu yankılanacak mı?
Bugüne kadar yaşananlar, ne yazık ki bize olumlu bir yanıt verdirmiyor.
Gerçekten adanın etrafında çözüm için itici bir güç olması beklenen doğal zenginliklerin Kuzey ve Güney arasında giderek derinleşen bir ayrıma gittiğini üzülerek seyrediyoruz.
Oysa ‘kazan kazan’ prensibiyle iki toplumun da menfaatine olabilecek bir ortak çalışma alanı, ne yazık ki Rum yönetiminin tavrı yüzünden heba ediliyor.
Bu noktadan sonra Akdeniz’de öyle bir noktaya ilerliyoruz ki artık gücü yeten yetene olacaktır.
Bugüne kadar Doğu Akdeniz’de ihmal ettiği sondaj çalışmalarına başlayan Türkiye’nin de gözü artık açılmıştır.
Bundan böyle Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik alanlara ilişkin daha keskin ve sert bir politika izlenecektir.
Ankara’dan peş peşe yapılan “Doğu Akdeniz’de Türkiye ile KKTC’nin haklarını ve çıkarlarını korumakta kararlıyız” açıklamalarını da bu minvalde okumak gerekir.
Dış politikada bu kadar gergin bir döneme girilirken, içeride de hükümet senaryoları havada uçuşuyor.
UBP’deki Tatar dönemiyle birlikte erken seçime gidileceğini ileri süren bile var.
Tüm bunlara yanıt veren yeni Genel Başkan Ersin Tatar, erken seçim düşüncesini bile ürkütücü bulduğunu söylemekten çekinmedi. “Çok masraflı ve zaman kaybı olacak bir iş” diyen Tatar’ın “dozunu artıracağız” dediği muhalefetin de nasıl yapılacağı bu demeçle belli oldu.
Belli ki UBP lideri, ayakları yere sağlam basan, tutarlı bir muhalefet anlayışını benimsiyor.
Her ne kadar Halkın Partisi ile koalisyon iddialarını “Partinin yetkili kurulları değerlendirir” diye geçiştirse de, erken seçime sıcak bakmayan Tatar’ın Halkın Partisi ile koalisyona olumlu yaklaştığını söyleyebiliriz.
Olası bir UBP-HP koalisyonunun özellikle dış politikada daha çok benzeşen görüşleri olması nedeniyle uyumlu olacağını söyleyen de , yolsuzluk dosyalarına ilişkin tartışmalar nedeniyle uyumsuz olacağını söyleyen de var.
Zaman kimi haklı çıkaracak?
Çok değil bütçe görüşmelerinden hemen sonra, ocak ayı sonuna kadar yeni hükümet iddialarının netleşeceği belirtiliyor. Hep beraber izleyip göreceğiz.