Umarım bu sürece olumlu yansır…

Artık sahadayız seyirci pozisyonundan çıktık dedi Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay.. Ve ekledi kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış. Fakat biz kötü komşu olmak istemiyoruz, adanın etrafındaki zenginlikleri birlikte yönetmek istiyoruz, adil paylaşmak istiyoruz dedi.

Artık sahadayız seyirci pozisyonundan çıktık dedi Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay.. Ve ekledi kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış. Fakat biz kötü komşu olmak istemiyoruz, adanın etrafındaki zenginlikleri birlikte yönetmek istiyoruz, adil paylaşmak istiyoruz dedi.
Bugün Türkiye’nin bu sebepten ötürü 2 sondaj gemisine sahip olduğunu da sözlerine ekledi Bakan Özersay DHA’ya verdiği mülakatta..
Malum Kıbrıs’ın deniz sahalarında tespit edilen enerji yatakları mevcut.
Kıbrıs sorunu ortaya çıktığı zaman Kıbrıs’ta henüz böyle bir gelişme yoktu.
Yani kimse Ada etrafında doğal gaz yatakları olacağını bilmiyordu.
Dolayısıyla yarım asırdır devam eden Kıbrıs sorununa artık denizin altında yatan gaz da müdahil oldu.
Şimdi artık bir tarafta çözülmeyen bir Kıbrıs sorunu, öte tarafta gaz sorunu oluşmaya başladı.. Türk tarafına göre Ada çevresinde bulunan zenginlikler tüm Kıbrıs’ın ortak zenginlikleri ve bu bir işbirliğini ve paylaşımı gerektiriyor,
Rum tarafına göre ise, Kıbrıs çevresinde bulunan zenginlikler tüm Kıbrıs’ın ortak zenginlikleri, fakat paylaşmaya gelince bunun ancak Kıbrıs sorunu çözüldüğü zaman mümkün olabileceği yönünde..
Dolayısıyla Rum tarafı Kıbrıs’ın şu anki mevcut konjonktüründe böyle bir işbirliğine ve paylaşıma sıcak bakmıyor..
Haliyle konu gelip Kıbrıs sorununun çözümüne endeksleniyor..
Ve fakat bugün için böyle bir beklentiden uzaktayız.
Tabi yeniden bir sürecin başlaması zaman alacak.
Lakin belli ki bir tarafta Kıbrıslı Rumlar dünyaca bilinen nam sahibi büyük ölçekli dev petrol şirketleriyle yaptıkları anlaşmalar gereği gazı arama ve çıkarma faaliyetlerine devam ederken, diğer tarafta da biz Kıbrıslı Türkler, Türkiye ile yapmış olduğumuz anlaşmalar gereği aynı sularda gaz aramaya başlayacağız..
Tabi bu süreç beraberinde yeni gerginliklere mi yol açacak, yoksa Kıbrıs sorununun çözümünün ne kadar gerekli olduğunu mu ortaya koyacak konusu önemli.. Fakat ben bunun sürece olumlu yansıyacağını düşünmek istiyorum.
Çünkü bugün ortada bir gerçek varsa o da şudur ki; Kıbrıs’ta kalıcı ve istikrarı sağlayacak bir çözüm gerçekleşmediği sürece Ada’da denizin altındaki gaz hep sıkıntı yaratacak.. Yani bu gazın mevcut koşullar altında hayat bulması çok da mümkün olmayacak. Oysa Kıbrıs’ta varılacak bir çözümle birlikte birçok alanda olması kuvvetle muhtemel olan kazanımlar ortak payda çerçevesinde halklara olumlu yansıyacak. Tabi burada sadece Kıbrıslılar değil, Garantörlerin de kazanacağı ve birçok alanda işbirliği yapacakları yeni fırsatların ortaya çıkacağı yeni bir dönem başlayacak..
Ha bütün bunlar olmaz ise ne olur?
Kıbrıs büyük bir gerilimin içine çekilir.Ve hiç kimsenin arzu etmediği hadiselerle yüzleşmek zorunda kalır..
Bunun da kimseye bir faydası olmaz.
Tabi ki haliyle kaybeden hepimiz oluruz.
Dolayısıyla sırf bu nedenler bile Kıbrıs’ta olası bir çözüme ne kadar ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
Bunun gerisi kimseye bir şey kazandırmadığı gibi hepimizden de çok şey alıp götürür.. Tabi burada önemli olan bunun farkında olmamızdır..
Kıbrıs’ta mevcut statüko ile devam edilemeyeceği artık çok net olarak karşımızda durmaktadır.
Önümüzde büyük bir şans vardır Ada halkları olarak..
Ve bu şansı birlikte değerlendirmek durumundayız.
Bunun ötesi de yoktur..
Yani bugün ya hep birlikte işbirliği yapıp ortak paydalarımızda birleşip ortak bir vatanı tesis edeceğiz, ya da bu Ada üzerindeki ayrılığımızı daha da derinleştirip birbirimizi suçlamaya devam edeceğiz.
Bu haber 168 defa okunmuştur

:

:

:

: