Tüm numaralar krize çıkar!..

Adanın etrafını kafasına göre parselleyen Rumlar, Türkiye ve KKTC ile çakışmayan 10 numaralı parsel için Exxon Mobil ile anlaşmaya varmıştı.

Adanın etrafını kafasına göre parselleyen Rumlar, Türkiye ve KKTC ile çakışmayan 10 numaralı parsel için Exxon Mobil ile anlaşmaya varmıştı.
Rumlar, nispeten daha tehlikesiz gördüğü bu alan için yaptığı anlaşmayla Amerikalı şirketle doğalgaz ararken, Türkiye’nin diğer parsellere göre daha az tepki göstereceğini hesaplıyordu.
Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.
Dün Ankara, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptığı açıklamada Türkiye’nin karşılık olarak kendi kıta sahanlığına ilaveten, KKTC’nin Türk Petrolleri’ne verdiği ruhsat sahalarında da faaliyetlerde bulunmaya başlayacağını açıkladı.
Elbette başta 10 numaralı parsel olmak üzere bu arama faaliyetlerinin hiçbiri, bölgenin istikrarına katkı sağlamaz.
Nitekim Türkiye Dışişleri Sözcüsü aracılığıyla yapılan açıklamada, ada çevresindeki tüm doğal kaynakların sadece Rum tarafına değil, her iki tarafa da ait olduğunun altı çizildi. “Rum yönetimini tek yanlı faaliyetlerini durdurması yönünde uyarmıştık. Bu vesileyle çalışmaya iştirak eden şirketlere yönelik ikazımızı da yineliyoruz” diyen Ankara, bölgede olası bir kriz için dev petrol şirketlerini uyardı.
Ancak bu uyarı ne kadar başarılı olur?
ABD’nin askeri güçleriyle bölgeye verdiği ağırlığın nedeni, bu enerji şirketlerinin güvenliğini sağlama girişimi midir?
Elbette su sorular ve yanıtları, Doğu Akdeniz’deki olası bir gerilimin fay damarlarıdır.
Aslında adanın etrafından numaralandırılmış tüm parsellerde yapılan aramalar, gerek Türkiye ile KKTC yapsın, gerekse de Rum yönetimi yapsın krize çıkıyor.
Oysa yapılması gereken gayet basitti.
Kazan kazan prensibi uygulanmalı, iki kesim de çözümü beklemeden doğalgaz ve petrol arama faaliyetleri için işbirliğine gitmeliydi.
Türkiye Başkanı Erdoğan bu konuda açıkça önerisini dile getirmiş, “iki taraf da nüfusu oranında payını alsın, çalışmalar birlikte yürütülsün” demişti. “İsterseniz bu çalışmalara garantör ülkeler de dahil olsun, bölgedeki bir gerilimin önüne geçilsin” diye tavsiyede bile bulunuldu.
Ama kimse dinlemedi. Rum yönetimi bir oldu bitti ile Doğu Akdeniz’de istediğini yapabileceğini sandı. “Merak etmeyin biz çözümden sonra Kıbrıs Türklerine hakkını veririz” diyerek adeta alay etti.
Kıbrıs'ta doğalgaz gerilimin yaşandığı böylesi kritik bir dönemde, Ankara önümüzdeki dönemde Rumların en büyük partisi AKEL'in Genel Sekreteri Andros Kiprianu’yu ağırlayacak.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı adlı düşünce kuruluşunun davetlisi olarak Ankara'ya gelecek olan Kiprianu'nun, düzenlenecek etkinlikte görüşlerini anlatacağı ifade edildi. 23 Kasım’da gerçekleşecek toplantıya Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katılacağı belirtiliyor.
Diplomatik kaynaklar bu görüşmede, Rum tarafında önemli bir aktör olan AKEL Lideri Kiprianu'ya Kıbrıs'ta bir çözümde neyin olup, olmayacağının anlatılacağını ifade ediyor.
Rum lider Anastasiadis’e Kıbrıs’ı bekleyen tehlikeyi anlatamayan Ankara, bu kez Anastasiadis’e yönelik muhalefeti ile bilinen Kiprianu’ya gerçekleri göstermeyi deneyecek.
Bu görüşme, Rumların iç kamuoyuna Ankara’nın derdini anlatabilmesi için son derece önem taşıyor.
Sonuçları ne olacak, izleyip göreceğiz.




Bu haber 345 defa okunmuştur

:

:

:

: