İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Mağusa'da kaosla biten emirname toplantısı ardından kendini anlatma yarışına girdi.
'Plan ve emirnameler çalışılırken hem kamudan hem de kamu dışından çok çeşitli disiplinlerin görüşlerini aldık. Kimse emirname ve imar planlarıyla tek başına dayatma yoluyla bir gecede bir bölgenin kaderini çizme niyetinde değil' dedi.
Ancak durum tam tersiydi. Önceki akşam halkı bilgilendirme toplantısında büyük protestolara yol açan emirnameden kimsenin haberi yoktu.
Sadece bölge halkının değil, parlamentonun hatta bölge milletvekillerinin de emirnameden haberi yoktu.
Nitekim UBP Milletvekili Hamza Ersan Saner, Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada Mağusa'da uzun zamandır yapılan bir çalışma olduğunu şimdi ise kendilerinin de bilmediği bir emirname ortaya atıldığını söyledi.
Parlamentoda bölge milletvekilinin bile bilmediği bir emirname çalışmasını bölge halkının bilmesi zaten saflık olur.
Dün de yazdık söyledik. Bugün de ısrarla söylemeye devam edeceğiz.
Emirnameler bu yüzyılın yönetim biçimi değildir. Siz seçilirken bu ülkeyi, bu ülkenin insanıyla birlikte yöneteceğinize, onların da görüşünü alarak bir yönetim anlayışı geliştireceğinize söz verdiniz. Şimdi bir gecede hazırlanan emirnamelerle bu adanın turizm açısından en çok potansiyel taşıyan bölgesini adeta patates tarlasına çeviremezsiniz.
Lokomotif denen inşaat sektörünü bitireremezsiniz.
Hükümet bir gecede oldu bittiyle bir bölgenin geleceği hakkında orada yaşayan insanların, yatırım yapan iş insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin fikrini ve görüşünü almadan hareket edemez.
Yanlış hesap Bağdat'tan döner. Umarım Başbakan Erhürman, İçişleri Bakanlığı'nın hatasından dönmesi için gereken ikazı yapar. Aksi halde bölgenin geleceği için planlanan onca yatırım heba olur gider. Bunun bedeli de gelecek kuşaklar için çok ağır olur. Bizden söylemesi...