Bu emirname asla kabul edilmemeli

Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi için hazırlanan emirnameyle ilgili dün Ada TV’de konuk ettiğim eski İskele Belediye Başkanı, Halil Orun çok çarpıcı açıklamalar yaptı. O açıklamalara bugün Star Kıbrıs’ın manşetinde de yer verdik.

Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi için hazırlanan emirnameyle ilgili dün Ada TV’de konuk ettiğim eski İskele Belediye Başkanı, Halil Orun çok çarpıcı açıklamalar yaptı. O açıklamalara bugün Star Kıbrıs’ın manşetinde de yer verdik.
Orun, şu anda İskele’de zaten 1980’li yıllarda çıkarılan bir emirname olduğunu söyledi. Bu emirnameye göre, denize ne kadar yaklaşabilirsin, kaç kat yapabilirsin… Bunların hepsi zaten bu emirnamede var. Hükümetin bu yasaları uygulaması gerekiyor. Bölgede yaşanan sıkıntılar ise bu yasalar uygulanmadığında ortaya çıkıyor.
Son zamanlarda hem Star Kıbrıs hem de Ada TV’de İskele’de yasalara aykırı bir şekilde denize neredeyse 12-13 metre mesafede yapılan konutları gündeme getirmiş, hatta bu inşaatların durdurulmasını da sağlamıştır. ÇED raporu olmadan yapılan bu inşaatlar mühürlendi.
Ancak biz bu haberleri yapana kadar ÇED raporu olmayan bir inşaata ruhsat verilerek, o inşaatların yapılmasına göz yumulmuştur. Dolayısıyla yasa yokluğu değil, var olan yasaların uygulanmayışı sorundur.
Herkes şu anda Girne’den şikayet ediyor. Girne’nin ihtiyacı bir imar planıydı. İmar planı getirmeyen siyasiler emirnamelerle yıllarca Girne’yi yönetti. Bu emirnameler de zaten bazı kişilerin menfaatleri için getirildi. Tekrar tekrar çıkarılan emirnamelerle her dönem farklı birilerine menfaat sağlandı. Girne bugün bu hale geldi.
Siyasilerin iki görevi vardır. Birincisi yasaları uygulamak, ikincisi duruma göre hareket edip yeni yasalar çıkarmaktır. Bu da nasıl olur? İmar planıyla olur. O imar planı da bir vizyonla geliştirilir.
2015 yılında İskele bölgesi için bir vizyon geliştirilmişti. Neydi o vizyon?
Şehir Planlama Dairesi tüm ülke geneli için 2015’te ülkesel fiziki plan yaptı. Bu plana göre İskele bölgesi turizmle kalkınacak, gayrı menkul sektörüne de teşvik verilecekti. İskele de bu şekilde kalkınacaktı. Şimdi bir yap-boz gibi bu planın tam tersi yönde bir emirname çıkarılmak isteniyor.
Oysa yapılması gereken 2015’te hazırlanan ülkesel fiziki plana göre bir imar planı hazırlamaktı. Ama ne yazık ki biz burada geç kaldık.
Çıkarılmak istenen bu emirname bize ‘dünyayı durdurun, biz daha hiçbir şeye hazır değiliz’ diyor. Kusura bakmayın ama dünya sizi beklemez, işadamı, yatırımcı sizi beklemez. Siz ‘dünya dursun’ dediniz diye dünya da durmaz.
Bu emirnameye ‘geçici’ diyorsunuz. Ama yasa çıkana kadar orada kalacağını da söylemeyi ihmal etmiyorsunuz. Bu imar planı için senelerce uğraşılıyor. Ama çıkarılamadı. İskele eski Belediye Başkanı Halil Orun da imar planı için “10 yıl sürer” dedi. O halde şimdi 6 ay, 1 yıl gibi süreler verilen emirnamenin yıllarca yürürlükte kalması işten bile değildir. Bu net olarak görülüyor.
Üstelik 6 ay, bir yıl gibi süreler KKTC’nin siyasi hayatında çok uzun süreler. Bu süre zarfında bu hükümetin görevde kalacağı bile soru işaretleriyle doludur.
Her ne kadar Sayın İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars iyi niyetliyse de etrafında görüş aldığı çevrelerde sıkıntı olduğu görülüyor. Bu hatadan ders almalı, yok yakınken yanlıştan dönmeliyiz. Yanlıştan dönmek ne günahtır, ne ayıptır. Aksine gelişmiş ülkelerdeki en önemli özelliktir.
Başta İskele olmak üzere bölgede yapılacak iş şu anda sadece mevcut yasaların korunması ve uygulanmasıdır. Bölgeyi korumak için bu yeterli olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bu haber 869 defa okunmuştur

:

:

:

: