Kırbaç nasıl bir ifade şekli olabilir?

Pazar gününü fırsat bildik, sabah sabah kendimizi surlar içine attık.

Pazar gününü fırsat bildik, sabah sabah kendimizi surlar içine attık.
İlk uğrak yerimiz Venedik Evi oldu.
Her yanı buram buram tarih kokan bu güzel mekanda söylemesi ayıp humus çorbamızı afiyetle içtik ve güne tatlı bir suriçi yürüyüşü ile başladık.
Yolda gördüğümüz dostlar ile selamlaştık, kucaklaştık, kısa sohbetler yaptık. İşte o sohbetlerden birinde bir dostumuz o kırbacı gördün mü o kırbacı dedi.
Önce şaşırdım, durup dururken ne kırbacından bahsediyor olabilir diye düşündüm.
Pazar Pazar başka bir şey bulamadı mı dedim.
Sonra toparlandım ve yok hangi kırbacı dedim.
Aha şu milletvekili paylaştı sosyal medyada dedi.
Hayır görmedim dedim.
Sonra kırbaç ne alaka diye sordum.
O da bizi kırbaçlayacakmış o kırbaçla dedi.
Hep beraber güldük.
Fakat ağlayacak halimize güldüğümüzün de hepimiz farkındaydık.
Sonra telefonundan gösterdi bana milletvekilimizin paylaşımını.
Sayın vekilimiz kendince bir şeyler anlatmaya çalışıyor şiddeti çağrıştıran kırbaç görseliyle. Aslında anlatmak istediği şey ülkenin içinde bulunduğu durumun sürdürülemez olduğu ve mutlak surette bir değişimin sağlanması gerektiği, icap ederse bu değişimin zorlaya zorlaya yapılabileceğini kendince ifade etmeye çalışmış.
Fakat bu böyle mi anlatılmalı?
Kesinlikle hayır.
Belli ki kendini ifade etmekte sıkıntıları var milletvekilimizin.
Yoksa bu şekilde bir paylaşımı kim yapar..
Sonuçta kırbaç bir şiddeti çağrıştırıyor.
Zira kırbacın sözlük tanımı tek parça deriden, ya da uzun ve esnek bir değneğin ucuna sırım bağlanarak yapılmış vurma aracı olarak yapılıyor.
Yani birine şiddet kullanmak ve zarar vermek maksadı güden bir araç..
Bunun başka bir tanımı yok.
Kim olursa olsun sosyal mecrada kamuya açık bir alanda böylesi bir şiddet aracını görse olarak paylaşıp bunun üzerinden toplumsal mesaj vermek her halde büyük bir talihsizlik olurdu, nitekim vekilimiz için oldu da.
Ha sadece vekilimiz için mi oldu derseniz, elbette kamuoyu için de büyük bir talihsizliktir oy verip seçtiği ülkeyi yönetmesi için vekalet verdiği irade yansıttığı bir kişinin böylesi sorumsuz paylaşımlarına maruz kalmak.
Ha Sayın vekil bunu düşünür mü?
Bence düşünmeli.
Halkı en yüksek mertebede temsil etme şansını bulmuş kişilerin sürekli toplumun önünde yürümek gibi bir sorumlulukları vardır.
Ne olursa olsun bir milletvekili bu sorumluluğunun her daim bilinci ile hareket etmek durumundadır.
Ha böyle bir sorumluluğu almayacak insanların zaten o meclise girmek istemeleri de abesle iştikaldir.
Dolayısıyla her kim olursa olsun eğer bir kişi buna talip olup, meclis çatısı altına halkın vekaletini alıp giriyorsa bunun gereğini de halk adına yerine getirme gibi bir yükümlülüğü vardır. Göründüğü kadarı ile Gülşah Hanım’ın bu anlamda kendini ifade ederken yaşadığı sıkıntılar var. Zira öncesi de kullandığı yöntemlere baktığım zaman benzeri şeyleri yaptığını görüyorum.
Belki iyi niyetle vermeye çalıştığı mesajların kamu yararından çok zarara yol açtığını açık gönüllülükle çevresinde bulunan birileri kendine söylemeli.
Zira bu yöntem bir milletvekilinin kullanması gereken yöntem değildir.
Şiddet veyahut şiddeti çağrıştıran her türlü görsel söylem ve eylemden uzak durması gerektiğinin idraki içinde olmalı toplumun gözünün önünde olan ve örnek teşkil etmesi gereken insanlar.
Eminim ki; Gülşah Hanım bunu idrak ettiği gün halk ile çok daha sağlıklı iletişim kuracak ve kendini çok daha iyi ifade edecektir.


Bu haber 135 defa okunmuştur

:

:

:

: