Güzel insanların olduğu topraklar..

Saat sabah 09.00 Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Onkoloji Hastanesi park yerinde otomobili koyacak yer bulamadım. Neyse ki park yerinde 2 tur attıktan sonra boşalan bir yere otomobili park edebildim.

Saat sabah 09.00 Lefkoşa Dr Burhan Nalbantoğlu Onkoloji Hastanesi park yerinde otomobili koyacak yer bulamadım. Neyse ki park yerinde 2 tur attıktan sonra boşalan bir yere otomobili park edebildim.
Tabi bu arada annemi hastanenin girişine yakın bir yerde önceden bırakmıştım işlemlerini başlatsın diye. Ben hastaneden içeriye girdiğimde baktım dosyasını eline almış sırasını bekliyor. Yanına gittim boş olan yere oturdum. Kaçıncı sıradayız dedim 9 dedi. Beklemeye başladık.
Bu arada hastaneye giden gelen tanıdıklar görüyoruz, selamlaşıyoruz, hal hatır soruyoruz ve birbirimize geçmiş olsun temennisinde bulunuyoruz. Onkoloji hastanesi oldukça yoğun, doktorlar, sağlık çalışanları oradan oraya adeta koşturuyorlar. Daha önce de belirttim ama bir kez daha belirteyim, Dr Burhan Nalbantoğlu Onkoloji Hastanesi bu anlamda ihtiyaçlara cevap veren her türlü donanıma ve fiziki niteliğe sahip. Fakat orada beni bir yurttaş olarak en çok mutlu eden ve umutlandıran sadece tesisin ihtiyaçlara cevap vermesi değildi elbette. Zira bu hastanenin içinde canla başla çalışan gayret gösteren doktorlar ve sağlık çalışanları gördüm. Hani derler ya yiğidi öldür ama hakkını teslim et diye, işte aynen öyle yapacağım, ve bu hastanenin yapılmasında emeği geçen katkı koyan ve mesai harcayan herkese teşekkür edeceğim..
Gerçekten çok güzel bir tesis.
Tabi ki Allah kimseyi böyle tedavilere ihtiyaç göstermesin.
Ama bu da hayatın gerçekleri.
Ve zamanla bu gerçekleri de hayatımızın bir parçası olarak kabul etmek durumundayız.
Bekleme salonunda sıramızı beklerken sonradan doktor olduğunu öğrendiğim Özlem Hanım ve Polat Bey odalarına doğru yürürken koridor boyunca hastalarına gösterdikleri yakın ilgi gerçekten takdire şayandı.
Bu arada yanıma 70 yaşlarında iyi giyimli bir bey geldi oturdu.
Sonradan Baf’ın Yayla köyünden olduğunu bana söyledi.
Onunla bir konu hakkında sohbet ederken aniden lafını kesti ve bana karşıdaki bir beyefendiyi göstererek herhalde bu adam İngiliz terbiyesi aldı dedi.
Önce ne olduğunu anlamadım.
Sonra konuyu idrak ettim.
Söz konusu beyefendi asansör sırası beklerken kendi sırasını etrafında bulunan hanımefendilere verdi ve önce onların asansöre binmesini sağladı.
Tabi bunu yaparken adamın vücut dili her haliyle nezaketini gösteriyordu.
Elbette bu bir kültür konusudur,yetiştirilme tarzıdır, görgü meselesidir.
Fakat ne kadar güzel bir davranıştı adamın yaptığı ki yanımda oturan yaşlı adamın dikkatini çekmiş ve bu güzel tavır karşısında adamın kadınlara saygı diliyle yer açmasını ve öncelik vermesini İngiliz eğitimi ile örtüştürmüştü..
Bu arada sağlık memuru anneme sesleniyor ve bundan sonra sıra sizde diyor.
Bekliyoruz.
Sonra sıra geliyor, annem ağır adımlarla doktorun odasına doğru ilerliyor.
Ben dışarıda bekliyorum.
Yaklaşık 20 dakika sonra çıkıyor.
Mutlu bir yüz ifadesiyle doktor hanım yine benimle çok ilgilendi, tahlil sonuçlarıma baktı, beni adam akıllı bir muayene etti dedi.
Memnun oldum tabi.
Ülkem adına da gururlandım.
Hep söylerim bu ülkede her gün bir şeylerle yüzleşiyoruz iyi ya da kötü.
Belki olması gereken bir kaliteli yaşamımız yok bu topraklarda.
Hoş yapısal sorunlarımız, sistemsizlik ve daha birçok temel konuda sıkıntılarımız da var. Ha bütün bunları aşar mıyız.. Belki.
Fakat hep şuna inandım, yaşadığımız bu topraklarda tüm bu olumsuzluklara rağmen hala bir yerlerde güzel insanların varlığını hayatlarımızda hissedebiliyor isek eğer orada mutlaka bir umut vardır..
Bu haber 325 defa okunmuştur

:

:

:

: