Yerli ve yabancı yatırımcılar için bürokrasi ve çağdışı kalmış uygulamalar büyük bir sıkıntı olmaya devam ediyor. 21.yüzyılda teknoloji ve bilişim bu denli etkili iken kamusal alanda bunu insanların hayatını kolaylaştıracak bir avantaja dönüştürememek de ayrı bir handikaptır.
Dün bir grup iş insanı ile biraraya geldik.
Bir dokundum bin ah işittim.
Bir iş insanımız dedi ki; bu ülkede bürokrasi kalkınmanın önündeki en büyük engeldir.. Diğer bir iş insanı özel sektörü bilmeyen anlamayan kişilerin siyaseten hasbelkader makam sahibi olmaları ile birlikte özel sektöre karşı geliştirdikleri ön yargı neticesinde kafalarında oluşturdukları özel sektör fırsatçıdır düşüncesi bu anlamda sektöre karşı doğru bir yaklaşımı beraberinde getirmiyor dedi.
Bir başka iş insanı zaman ve enerji kaybı, evrak gereksizliği git geller, insiyatif yoksunluğu ciddi anlamda motivasyonumuzu bitiriyor dedi..
Ve bütün bu düşüncelerini bire bir yaşadıkları örneklediler..
Haksız mıydılar?
Hayır.
Yerden göğe kadar haklıydılar.
Zira gerçekten devletin bu anlamda uygulamada olan prosedürleri çağdışı kalmıştır. Bugün bilişim dünyasının hatırı sayılır ileri düzeyde olduğu teknoloji alanında internet ortamında online sitem içinde birçok işinizi dakikalarla sınırlı bulunduğunuz yerden yapma olanakları varken, elinizde dosya, evrak o bakanlık senin bu bakanlık benim, o daire senin, bu daire benim, bugün git, yarın gel, evrak eksik tamamla, şudur budur derken günlerce uğraşılan bir bürokrasi ve gereksiz formalite ile karşı karşıya kalınıyor.
Bu haliyle hem büyük bir zaman kaybına hem de gereksiz bir enerji kaybına neden oluyor. Peki sadece bunlar mı?
Elbette değil.
Zira bu durum yatırımcının motivasyonunu kaybetmesine de neden oluyor.
Hatta eksik olsun böyle iş diyenlerin ve pılıyı pırtıyı toplayıp ülkeden ayrıldığını gördüm.
Peki yok mu bu durumu iyileştirmenin bir yöntemi?
Elbette var.
Yeter ki devletin vizyonu olsun.
Eğer bugünkü mevcut teknoloji bürokrasiye adapte edilirse bu mümkün.
Kaldı ki bugün dünya da kamu işleyişinde örnekleri olan yazılım programları var.
Bunlar incelenebilir.
Hatta Türkiye Cumhuriyeti Devletinden bu anlamda yardım alınabilir.
Zira bugün artık Türkiye’de de birçok devlet kurumunda bilgi işlem ağı sayesinde bürokrasi işlevi daha verimli bir noktaya taşındı.
Çalışma, sosyal güvenlik, maliye, sağlık ve daha birçok alanda internet ortamı kullanılıyor. Bu yurttaşın zamandan tasarruf etmesini sağlıyor. Bugün benzeri uygulamaları Kuzey Kıbrıs’ta yapmak da mümkün.. Yani yapılacak ufak tefek bilgisayar programlamaları ve kurulacak sistemle bir yurttaş sosyal sigorta yatırımlarını internet ortamında yapabilir, ya da bir iş insanı personelinin ihtiyat sandığı, sigorta gibi yatırımlarını yine aynı şekilde internet üzerinden takip edebilir, işlem yapabilir. Ve daha bu benzeri birçok bürokrasi işlemini bakanlık bakanlık, daire, daire gezmeden yapabilir.
Bunlar olmayacak şeyler değil.
Ve çok büyük uğraş isteyen mevzular da değil.
Bu sadece mevcut sistemin yanlış veyahut yetersiz olduğunu ve bu şekilde hem iş insanları/ yurttaş ekseninde hem de kamu düzeninde artık işlevsiz kaldığını kabullenmekten başlar..
Dolayısıyla varolan sistemle artık bu işlerin yürümediği, yetersiz kaldığı, ihtiyaçlara cevap vermediği anlaşılmaktadır.
Bu durumun eminim ki devleti yönetenler de farkındadır.
Fakat farkında olmak haliyle yetmiyor.
Bu doğrultuda adımların atılması da gerekir.
Fakat bugüne kadar gelen ve giden tüm hükümetlerin ağzına doladığı ve vaat olarak ortaya attığı kamu reformunu bile hayata geçirmekten aciz bir yapıya sahibiz siyaseten.
Peki neden?
Çünkü alışılagelmişin dışına çıkmak istemiyor ne siyaset kurumu, ne de kamuoyu.
Kimse elini taşın altına koyamıyor.
Kimse bedel ödemek istemiyor.
Dolayısıyla şunu çok açık şekilde ortaya koymak gerekir.
Bizim ülkemizde öngörülen yenilikleri, çağdaş uygulamaları, insanların hayatına kalite getirecek icraatları yapmaktan imtina ile kaçınan bir anlayış var yönetim erkinde.
Bunun da en büyük sebebi siyasi bedel ödemekten çekinen bir anlayışın hüküm sürmesidir bu topraklarda.
Maalesef bu sürdürülemez işlevsiz yapının daha iyiye daha çağdaş bir yapıya kavuşmasını sağlayacak yönetim anlayışının bugüne kadar gelmiş geçmiş hiç bir iktidarın gündeminde olmadığını üzülerek gördük, izledik..