Bu emirnameyle turizm nasıl korunacak?

Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi’ni kapsayan emirname önceki gün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Gazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi’ni kapsayan emirname önceki gün Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Bu emirnamenin çıkış noktası hatalarla doluydu. 19 Kasım’da Mağusa’da yapılan ¬ve adına ‘danışma toplantısı’ denilen oturumda hükümetin yaklaşımı, “Ben bilirim, geleceği sadece ben planlarım, benim dediğim doğrudur’ şeklindeydi.
Bölgeyi yüzde 80 oranında tarlaya çeviren bu emirnameye tepkiler o kadar büyük oldu ki geri atmak zorunda kaldılar.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasından da anlaşılacağı üzere çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlardan 97 görüş alındı.
Emirnamenin revize edildiği ifade edildi. Resmi Gazete’de açıklanan gerekçelerde tarım arazilerinin korunması, turizmin geliştirilmesinden söz ediliyor.
Ancak hükümet olarak turizm arazisini patates tarlasına çevirirseniz hem tarımı bitirirsiniz, hem de bu ülkenin lokomotif sektörü denen turizme balta vurmuş olursunuz. Bu gerçeği kabul edeceksiniz.
Emirnamenin içinde büyük adaletsizliğe yol açabilecek kritik bir konu da var.
Emirnamede 19 Kasım’a kadar yapılan başvurularda izin alınan projelerin kabul edildiği, emirnameden etkilenmeyeceği ifade ediliyor.
Bu tarihten sonra alınan izinlerin de kabul edileceği, ancak tadilat kabul edilmeyeceği ifade ediliyor.
Yani siz 100 dönüm bir arazi için izin aldıysanız, yanında 200 dönüm daha alırsanız ve projenizi buna göre genişletmek isterseniz buna izin vermiyorlar.
Bu turizm yatırımlarına balta vurmaktır.
Hemen şunu da belirtelim.
İskele’de 19 Kasım’dan önce yabancı bir şirket 2 bin yatak için izin aldı. İzni son 6 ay içinde alan bu şirket, evleri 10 yıl içinde bitirecek.
İnşaat sektöründe şurası bir gerçektir. Hiç kimse 10 yılda satacağı inşaat için böyle toplu bir şekilde başvuru yapmaz.
Çünkü bu başvurunun da bir maliyeti vardır.
Demek ki bu şirkete, emirname yapılırken içerinden bilgi sızdırıldı.
Siz bu inşaata bu izni verirken hemen yanında denize sıfır araziyi tarım arazisi olarak kabul ederseniz, bu olmaz. Bu adaletsizlik kabul edilemez.
Üstelik sayın yetkililere şunu da sormak lazım. Turizm bölgesi nerede, tarım arazisi nerede olur? Dünyanın her yerinde turizm bölgesi, turizm yatırımları deniz kenarındadır. Tarım arazileri ise dağlık bölgelerde olur. Siz bu kuralı KKTC için tersine çevirecekseniz, dünyanın dönüşünü de tersine çevireceksiniz demektir.
Bu emirnamede turizm bölgesini koruyacağınızı iddia ediyorsanız, hesap verecekseniz. Çünkü turizm bölgesi böyle korunmaz.
Lafla peynir gemisi yürümüyor. Hükümetin bu emirnameyle icraatlarını görmemiz lazım. Söz verdikleri gibi turizm nasıl korunacak?
Umarım bizim endişelerimiz yersizdir.
Üstelik bu endişeleri taşıyan sadece biz de değiliz. Turizm Bakanı Sayın Fikri Ataoğlu da her fırsatta bu emirnamenin bölgedeki turizm yatırımları için endişe yarattığını ifade ediyor.
Bizi dinlemiyorsanız hiç olmazsa Bakanlar Kurulu’nda yanınızda oturan Sayın Bakan’a sorun.
Turizm bu ülkenin lokomotifidir, üstünde oturduğu dalıdır. Üstünde oturduğunuz dalı kesmeyin. Aksi halde sadece siz değil, bu ülkenin geleceği de yere düşer.

Bu haber 247 defa okunmuştur

:

:

:

: