Siyasi sorunu aşacak olan ekonomik akıldır

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz, uluslararası yayın yapmakta olan The Economist Dergisi’nin düzenlemiş olduğu “KIBRIS: Dışa dönüklük ve iştiyakı birlikte dokumak” konulu paneline katıldı.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Başkanı Turgay Deniz, uluslararası yayın yapmakta olan The Economist Dergisi’nin düzenlemiş olduğu “KIBRIS: Dışa dönüklük ve iştiyakı birlikte dokumak” konulu paneline katıldı. Deniz, burada yaptığı konuşmada “Kıbrıs Türk toplumunun AB pazarına tercihli ticaret erişimine olanak sağlanmalı ve desteklenmeli” dedi.
Bu doğru bir tespitti.
KTTO Başkanı Turgay Deniz’in konuşma yaptığı panelde ayrıca Kıbrıs Cumhuriyeti Maliye Bakanı Harris Georgiades, Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Başkanı Averof Neofitu, Güney Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası (KEBE) Başkanı Christodoulos Angastiniotis, The Economist Dergisi Politika ve Ekonomi Habeleri Editörü John Peet, çeşitli akademisyen ve iş insanları da konuşmacı olarak katıldı.
KTTO Başkanı Turgay Deniz panelde gerçekleştirmiş olduğu konuşmasında, süregelmekte olan Kıbrıs Sorunu’nun, ticaretten seyahate kadar, adadaki iki toplum arasında mevcut ekonomik eşitsizliğe yol açan birtakım ekonomik kısıtlamalar yarattığını belirtti. Ayrıca, olası bir federasyonun sürdürülebilirliği için, iki toplum arası ekonomik eşitliğin yakalanması için çaba gösterilmesinin önemini vurguladı.
Sayın Deniz’in vurguladılarına katılmamak mümkün değil.
En azından ben kendi adıma katılıyorum.
Zira federasyon çatısı altında kurulması öngörülen ortaklığın siyasi eşitliğini konuştuk tartıştık bugüne kadar, fakat bunun da ötesinde konunun bir de ekonomi boyutu vardı. Kaldı ki, federasyon çatısı altına girecek kurucu devletlerin ekonomik dengeleri paralel bir seyir içinde olmalıdır.
Peki Sayın Turgay Deniz’in panelde yaptığı konuşmada gündeme taşıdığı AB pazarına Kıbrıslı Türklerin de tercihli ticaret erişimine olanak sağlanmalı ifadelerinin açılımı nedir?
İsterseniz gelin önce AB pazarına tercihli ticaret erişiminin ne olduğuna bir bakalım. Neymiş bu karşılıklı ticaret erişiminin hayat bulması durumu.
“Yanlı veyahut karşılıklı olarak belirli mallar üzerindeki gümrük tarifelerinde indirimde bulunmalarına dayanan en dar kapsamlı iktisadi bütünleşme aşamalarından biri.. Gümrük birliği, iktisadi birlik, serbest ticaret bölgesi gibi.”
Evet tercihli ticaret erişiminin kısaca izahı bu.
Şimdi şöyle bir düşünelim Avrupa Birliğine üye ülkelerde yaklaşık 500 milyon kişinin yaşıyor. Dolayısıyla bu başlı başına ekonomik bir bölgeyi de yaratıyor.Dolayısıyla AB’nin malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı ile ilgili iç Pazar kuralları bu ekonomik bölgenin tek bir entegre Pazar oluşturmasını sağlamaktadır. Peki, AB ülkeleri ile iş yapmak isteyen komşu ülkelerin durumu nasıldır? Bunu da Türkiye üzerinden örnekler vererek anlamaya çalışalım, Elbette AB iç pazarına erişim sağlamanın farklı yolları mevcuttur.. Örneğin, Türkiye bugün hala devam eden sürecin içinde AB’ye üye olarak katılma yolunu seçmiştir ve bu amaçla yola çıkarak, AB (zamanın AET’si) ile bir Ortaklık Anlaşması (Ankara Anlaşması) imzalamıştır. 1963 yılına dayanan bu antlaşma doğrultusunda, 1996’dan başlayarak Türkiye AB ile gümrük birliği sürecine girmiştir ve halen katılım müzakerelerini yürüten bir aday ülke konumundadır. Ortaklık ilişkisi ve sanayi mallarını kapsayan gümrük birliği, Türkiye için iç pazara sınırlı erişim sağlamaktadır. Diğer bazı ülkeler Avrupa Ekonomik Alanı, İsviçre ile olan ikili anlaşmalar veya AMS ülkeleri (Andorra, Monaco ve San Marino) ile halen müzakere edilen yeni ortaklık anlaşmaları gibi alternatifleri tercih etmiştir.
Peki Kuzey Kıbrıs için bu mümkün mü?
Açıkçası bugünkü koşullarda mümkün değil.
Neden değil.
Çünkü AB, Kuzey Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Kıbrıslı Türklerin varlığını bilmesine rağmen yani bu varlığın bir şekilde idraki içinde olmasına rağmen siyasi olarak tanınmıyor adanın Kuzey yarısının mevcudiyetini.
Kaldı ki, hali hazırda AB kapsamı içinde yer alan Kıbrıs’ın Kuzey yarısına bu anlamda bir olanağın sağlanması siyasi olarak AB içinde sıkıntı yaratır. Dolayısıyla bu koşullarda AB Kıbrıs’ın Kuzeyine yönelik böyle bir mevzuatı uygulayamaz.
Bunu en az benim kadar KTTO Başkanı Sayın Turgay Deniz de biliyordur.Lakin her şeye rağmen bu bir ekonomik mücadeledir, bir lobidir, ve sonuna kadar haklı bir taleptir.



Bu haber 100 defa okunmuştur

:

:

:

: