55 yıl önce o evin önünde…

Tam 55 yıl önce evinin önünde şehit edilen öğretmen Hüseyin Ruso bugün ebedi istirahatgahına uğurlanıyor. Ruso, bugün belki de hiç doyamadığını evinin önünde, vurulduğu yerde toprağa verilecek.

Tam 55 yıl önce evinin önünde şehit edilen öğretmen Hüseyin Ruso bugün ebedi istirahatgahına uğurlanıyor. Ruso, bugün belki de hiç doyamadığını evinin önünde, vurulduğu yerde toprağa verilecek.
Bugün 86 yaşında olan ve göz pınarları belki de kardeşi için akıttığı yaşlarla kuruyan abla Meryem Ruso Paralik, “Allah bana bu uzun ömrü kardeşimin toprağını göreyim diye verdi” diyor.
54 yıl boyuna kardeşi gelecek diye bekleyen Meryem Ruso, “Toprağı nerdedir bilmeyince, görmeyince ‘gelecek’ dersin” diye anlatırken bir ömür beklediği kardeşini, bir film şeridi gibi aktarıyor yaşadıklarını…
Kaymaklı’dan kaçarken nasıl evlerini yurtlarını bir toplu iğne almadan terk ettiklerini, kardeşinin ölüm haberini nasıl aldıklarını, bir babanın nasıl oğlunun cenazesini alamadan onu geride bırakışını, belki de bir ömür bu acıyla nasıl yanıp kavrulduğuna şahit oluyoruz Meryem Ruso’nun anlatımlarından…

Acılı abla, o günü şöyle anlatıyor:
“Göçmenler kahveye toplandıydı. Babam ve kardeşim Mustafa, kahvedeki fısıltıdan Hüseyin’in vurulduğunu anlamışlar. Karar aldılar, gece Hüseyin’in vurulduğu yere, Kaymaklı’ya gittiler… Hüseyin’i buldular da. Vurulmuş... Üzerinde deri kahverengi ceketi varmış. Vurulalı belki de üç dört gün olmuş. Çingeneler varmış orda. Mustafa onlara ‘mezarlık yakın, tabutu alıp gelin’ demiş. Tabutu alıp gelmişler, Hüseyin’i içine koymuşlar. Rumlar baskın yapmış. Babam da Çingeneler de kaçmış. Mustafa esir düşmüş, 1 hafta esir kalmış. Cenaze tabutta kaldı orada... Cenazenin ne olduğunu hiç bilemedik. Annem de babam da evlat acısından erkenden öldü. Annem öldüğünde 53 yaşındaydı. Babam da hemen arkasına öldü…”
Kardeşi Hüseyin Ruso’yu son görüşünü de anlatan Meryem Ruso, kendisine son sözlerini de şöyle aktardı:
“Kapıldım gidiyorum. Bahtımın rüzgarına. ‘Ey ufuklar’ diyorum. Yolculuk var yarına. Yol görünmüşken yar tutmuyor elden. Misafir bugün ben. Gurbet akşamlarına…Bana bunu söyledi ve gitti. Şarkı mı şiir mi bilmem. Gitmeden bunu söyledi benim evde…”
Kıbrıs Türk halkı bugün pek çok yere, caddeye, stada ismi verilen şehidini uğurlarken, geleceğini de yaşadıkları acıdan dersler çıkararak inşa edecektir.
Elbette bu acılar, üzerinden geçen onca yıla rağmen hala o ailelerin yüreklerinde ilk günkü gibi taze. Önemli olan acılarla olgunlaşan bu halkın çocuklarına güvenli bir gelecek tesis etmesidir. Bu gelecek için bundan sonra adımlarımızı dikkatli atmaya mecburuz.
Dünü bilmeyen bir ulusun yarını olamaz. Dün yaşananları gelecek nesillere aktarmak da ilk önce o günleri yaşayan kuşağın öncelikli görevi olmalıdır.
Bugünün siyasilerine düşen görev de büyük acılar çekmiş Kıbrıs Türk halkının geleceğini güvence altına almaktır. Bu en başta Hüseyin Ruso gibi şehitlerimize aziz hatırası karşısında ilk ödevimizdir.



Bu haber 313 defa okunmuştur

:

:

:

: