Ada TV’de dün canlı yayında ağırladığım TKP-Yeni Güçler Genel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, psikiyatrist kimliğini de kullanarak önemli tahlillerde bulundu. Toplum olarak depresyonda ve mutsuz olduğumuzu iddia eden Çakıcı, bunun belirtilerini de tek tek anlattı.
İlaç Eczacılık Dairesi verilerine göre geçtiğimiz yıl antidepresan ilaçlarının kullanımının yüzde 49 artmasının bu depresyona en büyük delil olarak gösteren Çakıcı, şunları söyledi:
“Kıbrıs’ta depresyon oranı yüzde 23.4’tür. Bu dünyadaki ülkelerde yüzde 3 ile yüzde 25 arasındadır. Biz en üst 10 ülke arasındayız. Bizimle beraber Afganistan, Suriye, Brezilya, Honduras, Nepal gibi özel ülkeler var. Bu ülkelerin hepsinin koloni geçmişi var. Savaş geçmişi var. Bu ülkelerde aşırı işsizlik var. Ekonomik olumsuzluklar var. Bu 2017’nin oranı. Şimdi 2018’in yansımasını daha görmedik. Bu yılın artışını bilimsel bir çalışmayla görmemiz lazım. Bu ekonomik krizle bu rakamın bu yıl daha da yükseldiğini söyleyebiliriz.
Bu rakamlar ne demek?
Yoldaki dört adamdan biri sokakta moral bozukluğu, çökkünlük, isteksizlik, karamsarlık, sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk, moral bozukluğu yaşıyor.
Ülkemizde psikolojik travma oranı da yüzde 19. Travma ne demek. Deprem, göç, afet gibi büyük acılar yaşamış toplum demek. Dünyada bu oran yüzde 10’un altında. Birkaç ülke bizim gibi, Filistin, Afganistan, İsrail gibi ülkelerde oranlar bizim gibi yüksek. Yani psikolojik olarak travmatikiz. Yani yaralıyız.
Ruhsal bozukluklar nedeniyle insanlar ne yapıyor?
Bir meyhaneye gidiyor. İki, ilaç alıp, uyuşturucu alıp o ruhsal sıkıntıyı atmaya çalışıyor. Gergin olduğunuz için trafik kazaları artıyor. Şiddet olayları artıyor. Kadına şiddet artıyor. Cinsel taciz artıyor.
2007’de yüzde 2.2 olan kumar bağımlılığı 2018’de yüzde 4.6’ya çıktı. Kumar bağımlığında son 10 yılda yüzde 200 bir artış yaşanıyor. İnsanlar sıkıntılarını atmak, ekonomik sıkıntılarını gidermek için kumara yöneliyorlar. Bu şekilde hem kendi sıkıntılarını antidepresan almış gibi unutmak hem de ekonomik sorunlarına çözüm bulmaya çabalıyorlar.
2003’de yüzde 3 olan uyuşturucu deneme oranı bu yıl yüzde 11.7’ye yükseldi. Uyuşturucudaki bu yükselişin kültürle olan ilişkisini akademik bir makaleyle ele aldık. Bu çalışmamız Türkiye’den ödül aldı. Bu araştırmada uyuşturucunun yükseliş nedenlerine baktığımızda şunu görüyoruz.
İnsanlar ayrımcılık gördüğü zaman, göçmenlere düşmanlık olduğu zaman, kendi kimliklerini kaybettikleri zaman uyuşturucu kullanımı artıyor.
Kumar yerli Kıbrıslı Türklerde daha yüksek. Uyuşturucu oranı Türkiyelilerde yüksek.
Topluma baktığımızda şunu görüyoruz. Savaş ve göç gibi nedenlerle zaten yaralıyız. Şimdi buna bir de ekonomik sıkıntılar eklenince o yaralı ruhsal halimiz depreşiyor, ağırlaşıyor. Bunu da çözmek için Facebook’a, kumara, meyhanelere, uyuşturuculara, antidepresanlara sarılıyoruz.
Sosyal medya, Facebook gibi bağımlılığın Kıbrıs’taki yaygınlığını da inceledik. Facebook bağımlığı insanların sıkıntılarını gidermek için seçtikleri bir yöntem. Daha çok Facebook bağımlığı olanda daha çok depresyon, daha çok psikolojik travma olduğunu tespit ettik. Orada herkes mutlu. Dünyanın en mutsuz ülkesinde herkes mutlu görünüyor.”