Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bugün adaya çok önemli bir ziyaret gerçekleştirecek. Ziyaretin önemi Kıbrıs meselesinde kritik bir kavşakta yer almamızdan kaynaklanıyor.
Başta Cumhurbaşkanı Akıncı olmak üzere siyasi partilerin genel başkanlarıyla da bir araya gelecek Çavuşoğlu, şüphesiz Kıbrıs sorununda gelinen son aşamayı değerlendirecektir.
Dün ziyaret öncesinde Cumhurbaşkanı Akıncı hem Başbakan Erhürman hem de “çok konuşuyor” diye eleştirilen Dışişleri Bakanı Özersay ile görüşerek bugüne hazırlık yaptı.
Özellikle Güney’in de dikkatle izleyeceği ziyarette Çavuşoğlu’nun vereceği mesajlar belki de yeni dönemin yol haritasını belirleyecek.
Türkiye Dışişleri Bakanı ziyaret öncesinde verdiği mesajda Doğu Akdeniz’de KKTC ve Türkiye’nin ortak egemenlik alanlarındaki sondaj faaliyetlerinde kararlı olduğunu vurgulamıştı.
“Kim ne derse desin, sondaja başlıyoruz” diyen Çavuşoğlu, adeta hem aba altından sopa göstermeye çalışan AB’ye hem de sözde bölgede gerginliğin tırmandırılmamasını tavsiye eden süper güçlere meydan okudu.
Çavuşoğlu’nun liderlerle yapacağı görüşmede federasyon tezi dışında başka metotların aranmasına yönelik talebini yineleyeceğini düşünüyorum. Elbette burada yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin, gerek Akıncı’nın, gerekse Erhürman’ın bu konuda elini kolunu bağladığı aşikar.
Akıncı federasyon tezi dışında başka bir tezi taraftarlarına anlatamayacağını zaten daha önceki toplantıda dile getirmişti.
Başbakan Erhürman ise parti içinde Özersay’a bu konuda yükselen tepkiyi de görerek bu meseleyi ağzına bile alamayacağının farkında.
UBP ve YDP baştan beri federasyon tezinin artık iflas ettiğini düşündükleri için sağ cephe Ankara’ya bu anlamda zaten çok yakın.
Burada kritik olan Sayın Özersay’ın durumudur. O da özellikle dış politikada Ankara ile eşgüdüm içinde hareket ettiğine göre önümüzdeki günlerde muhalefet ve hükümetin içinde yer alan Halkın Partisi, Kıbrıs meselesinde birleşebilir.
Kıbrıs sorununda hükümette aradığı uzlaşıyı bulamayan Halkın Partisi, muhalefetle sağladığı bu birlikten nasıl etkilenir? Siyaset bundan nasıl şekillenir? Bunları da zaman gösterecek.
Ancak şimdilik buzdolabında olan sorunların Başbakan Erhürman’ın sözünü ettiği gibi haziran ayında hareketleneceğini düşünmüyorum.
Çünkü Kıbrıs meselesinde hareketsizliğe gerekçe gösterilen Türkiye’deki yerel seçimler bu konuda temel belirleyici olamaz.
Türkiye’nin Kıbrıs politikası seçimlere dönük değil daha uzun vadeli planlanıyor. Üstelik Türkiye’de sağıyla soluyla federasyon değil, KKTC’nin yaşatılması konusunda bir birlik var.
O yüzden Çavuşoğlu’nın KKTC ziyaretinde temel belirleyici Türkiye’deki yerel seçimler değil, 2020’de bizde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Çünkü şu an neredeyse muhtemel tüm adaylar, bu seçime göre mevzi kazıyor. Bunu son bir haftadır yapılan tüm tartışmalarda görmemek için kör olmak gerekir. Ne dersiniz? Haksız mıyım?