Kıbrıs meselesinde gelinen noktada bu ay sonunda gerçekleşmesi beklenen liderler buluşması büyük önem arz ediyor.

Kıbrıs Türk tarafı artık ipe un serilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Zamanı boşa harcatacak, daha önce yapılmış çalışmaların tekrarlanması sürecine asla onay verilmeyecek.

Kıbrıs Rum Haber Ajansı, dün Rum hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Anastasiadis’in, liderler görüşmesinde Cumhurbaşkanı Akıncı’dan uzlaşılar, yakınlaşmalar ve kalan farkları içeren 3 sütunlu bir belge çalışması başlatılmasını talep edeceğini iddia etti.
Oysa Crans Montana’dan sonra askıya alınan görüşmelerde uzlaşılan noktalar zaten belliydi. İki kesimin yanısıra BM’de de bir kopyası bulunan bu metinde, uzlaşılar siyah, Kıbrıs Türk görüşleri kırmızı, Rum görüşleri de mavi renkte yazılmıştı.

Peki şimdi bu üç sütunlu belge hazırlığı da neyin nesi diye sorarsanız; elbette ki Rum liderin yine süreci çıkmaza sokması, daha doğrusu zamana oynama gayretleri diyebiliriz.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü önceki günkü açıklamasında Akıncı’nın Rum lider Anastasis’in kurucu devletlerin yetkilerinin genişletilmesi yani desantralizasyon konusundaki somut önerilerini ve Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliği ile kararlara etkin katılım hakkının kabulü konusundaki kararını öğrenmeyi beklediğini açıklamıştı.

Kıbrıs Türk tarafının kurucu devletlerin yetkilerinin artırılması tutumuna karşı, Kıbrıs Rum tarafı bugüne kadar geleneksel olarak merkezi hükümetin yetkilerinin artırılmasını savunuyordu.
Fakat son dönemde bir tutum değişikliği gözlendi.
Ancak Rum Lider Anastasiadis, gündeme getirdiği gevşek federasyon yaklaşımından hemen sonra ortaya attığı, desantralizasyon kavramını bugüne kadar henüz netleştirmedi.
Bu fikir hala içi boş bir kavram olarak duruyor.
Dün Cumhurbaşkanı Akıncı ile haftalık olağan görüşmesini yapan Başbakan Erhürman bu konudaki beklentisini açıkça ifade etti.

Erhürman, Şubat sonuna doğru Akıncı ile görüşecek Anastasiadis’in, sürekli dile getirdiği yeni fikirlerini netleştirmesini umut ettiğini söyledi.
Bu umut gerçekleşir mi?

Açıkçası benim umudum yok.

Futbol terimiyle ifade edersek, Rum yönetimi maç etmekten çok zamana oynamayı tercih ediyor. Zamana oynadığı müsabakada son dakikada atacağı bir golle maçı kazanmanın hesaplarını yapıyor.

Bu noktada hakem yani BM, Rumların niyetini görmeli, müsabakayı çirkinleştiren bu zamana oynama taktiğini önlemelidir.

Aksi halde oynanan futbol kimseyi mutlu etmeyeceği gibi, son dakika golüyle hayal kuranların da hüsrana uğramasına yol açar. Çünkü zamana oynayan daima kaybeder. Bizden söylemesi…