Memlekette kullanılacak yol kalmadı..

İskele'den Karpaz'a, Mağusa'dan Lefkoşa'ya, Lefkoşa'dan Girne'ye, Güzelyurt'dan Lefke'ye Kısacası Kuzey Kıbrıs'ta çukuru olmayan, çöküntüsü bulunmayan,tehlike arz etmeyen yol kalmadı. Her yanımız dökülüyor, fakat işin ilginç yanı bunları düzeltmek için de bir gayret göremiyoruz.

İskele'den Karpaz'a, Mağusa'dan Lefkoşa'ya, Lefkoşa'dan Girne'ye, Güzelyurt'dan Lefke'ye Kısacası Kuzey Kıbrıs'ta çukuru olmayan, çöküntüsü bulunmayan,tehlike arz etmeyen yol kalmadı. Her yanımız dökülüyor, fakat işin ilginç yanı bunları düzeltmek için de bir gayret göremiyoruz.
Peki neden?
Elbette bunun en büyük nedeni ekonomidir.
Yani ülkede şöyle insanın kendini güvende hissedeceği, yol güvenliği tam olan bir güzergah kalmadı. Hoş şehirlerarası yollar bir yana, şehiriçi ulaşımda da durum içler acısı.
Malum bugün bu anlamda insanı öne koyarak yatırım yapabilen ne belediyemiz var, ne de merkezi yönetimimiz.
Daha doğrusu hiçbir belediyemizin böyle bir mali gücü de kalmamıştır.
Bir iki tanesi hariç neredeyse bütün belediyeler şu veyahut bu sebeple borç yükü altında.
Elbette bu anlamda kaynaklarını doğru kullanmayıp, tedbirlerini zamanında alamayan ve bu duruma davetiye çıkaran belediye sayımız çoğunlukta.
Başkanların popülizmi bugün birçok belediyemizi maddi olanaksızlıklardan işlevsiz kılmaktadır.
Nitekim belediyeler bugün yatırım yapamaz durumuna geldiler.
Bozulan, yıkılan öylece kalıyor.
Hoş merkezi yönetimlerin de yerel yönetimlerden bir farkı yok.
Merkezi yönetimlerde de en büyük sıkıntı kaynakların doğru kullanılmamasıdır.
Bunun yanında tabi ki popülizm merkezi yönetimlerin içinde yer alan kişilerin de en büyük dezavantajı ülke yönetimlerinde..
Dolayısıyla gerek yerel yönetimlerin çeşitli vesilelerle imkanlarını doğru kullanmamaları, gerekse merkezi yönetimlerin plansız, projesiz ve hesapsız kitapsız ülke yönetmeye kalkmalarının ceremesini de hepimiz çekiyoruz.
Oysa çok zor olmamalı bugün bozulan yolların yerine yenisini yapmak.
Kaldı ki bugün gereksiz kamu harcamaları disiplin altına alınabilse, kaçak ekonominin olabildiğince önü alınsa, ve bütçede varolan kaynaklar doğru kullanılsa, bütün bunlardan sağlanacak kaynak ile alt yapı yatırımları inşa edilebilir.
Kaldı ki bozulan yolların kullanılamaz hale gelmesini beklemek beraberinde hayati öneme haiz tehlikeleri de getirmektedir.
Çünkü bu yollarda araç kullanmak gerçekten çok büyük bir risktir.
Zira yol güvenliğinin olmadığı bu yollarda hepimiz bir yerlere gidip gelmek zorundayız.
Bizler bugün birer yurttaş olarak bu tehlikeyi görebiliyor isek bu ülkeyi yönetenler de bunun farkındalığı ile icraatlarına yön vermelidirler.
Değerli dostlar böylesi küçük bir ülkede bu kadar çok trafik kazasının yaşanması sadece dikkatsizlikten midir?
Bence hayır.
Elbette dikkatsizlik öncelikli nedendir, fakat bugün özellikle Değirmenlik/Girne güzergahında yani Dağ yolu olarak bilinen bölgede onca ölümlü kazaya rağmen hiçbir tedbir alınmadan bu yolun hala trafiğe açık tutulması kesinlikle devletin ihmalidir.
En azından yeni yol yapılana ve bu güzergahta yol emniyeti sağlanana kadar o yolun geçici bir süreliğine kapatılması yapılabilecek doğrular arasında olduğu bilindiği halde yapılmaması çok vahim bir hatadır.
Ve bu hatanın vebali devletin boynunadır.
Özetle bugün çöken, çukurlarla dolan ve hayati tehlike arz eden onarılamayan bu yolların bize anlattığı şey aslında ülkenin özetidir.
Nitekim bugün 21. yüzyılda bozulan yolların yerine yeni yol yapamayacak kadar aciz bir durumdaysak eğer bu ülkenin şöyle geleceği var, böyle istikbali var diye kimse bize palavra atmasın..
Ülkede yol kalmadı yol...






Bu haber 126 defa okunmuştur

:

:

:

: