Bildiğiniz sorudan başlayın!

Avrupa Birliği adına araştırmalar yapan Standart Eurobarometer’in son araştırması çok çarpıcı veriler ortaya koyuyor.

Avrupa Birliği adına araştırmalar yapan Standart Eurobarometer’in son araştırması çok çarpıcı veriler ortaya koyuyor.
Bir kesim her ne kadar Kıbrıs sorununu, ülkede yaşanan tüm sorunların anası olarak görse de toplumun kanaati öyle değil.
Kıbrıs Türk’ü yüzde 36 ile yaşadığı en önemli sorun olarak listenin başına durmadan artan fiyatlar ve enflasyonu koyuyor. “Ekonomik durum” diye genel bir rahatsızlığı işaret edenlerin oranı ise yüzde 28. İşsizlik diyenler ise yüzde 26 ile üçüncü sırada.
Görüldüğü gibi ilk üç, halkın geçim sıkıntısı ve hayat mücadelesine işaret ediyor.
“Kıbrıs sorunu kaçıncı sırada geliyor” derseniz, o ancak yüzde 19 ile 4. sırada yer bulabildi.
Giderek artan suç oranları da toplumun gündeminde beşinci sırada yer buluyor.
Toplumun yüzde 42’si hayatın gidişatı ile ilgili daha iyi olacağı yönünde yorumda bulunurken, yüzde 10’luk bir kesim ise, belirsizliği işaret ederek “bilmiyorum” diyor.
Geri kalanın düşüncesi malum.
Önümüzdeki, 12 aylık sürede yüzde 38’lik bir kesim ekonomik durumunun iyiye gideceğini düşünürken, yüzde 42 daha kötü olacağını düşünüyor.
Bir önceki yıla oranla “yaşam memnuniyetinde” de yüzde 1’lik bir düşüş var.
Kısaca mutlu değiliz.
Tonlarca sorunumuz var.
Ve bu sorunların çözüleceğine olan inancımız da ne yazık ki pek yok.
Geleceğe son derece karamsar bakıyoruz.
Peki bu ürkütücü tablo karşısında bizi yönetenler ne yapıyor?
Bugün Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorunuyla ilgili Meclis’i bilgilendirecek.
Oysa halkın gündemindeki bu dördüncü sorundan önce ilk üçle ilgili kimse kılını kıpırdatmıyor.
Ne mi onlar?
Hayat pahalılığı, ekonominin bitik durumu ve işsizlik…
Bunları ben değil AB için yapılan araştırma söylüyor.
Peki biz ne yapıyoruz?
Bu sorunların halının altına süpürerek halkın adeta dayanma gücünü test ediyoruz.
Ondan sonra da neden siyaset kurumuna olan güven azalıyor, vatandaş neden ümitsiz diye kara kara düşünüyoruz.
Halkı ümitsizliğe iten, onun sorunlarından uzak gündemlerle meşgul olan bu yönetim anlayışıdır.
Tekrar ankete dönersek, bazıları da ilki üç sorunun çözümü, dördüncü sorunun çözümüne bağlıdır. Önce dördüncü meseleyi yani Kıbrıs sorununu çözelim. Gerisini sonra hallederiz diyor.
Allah aşkına biri bana söylesin. Okulda öğretmenlerimiz bize sınavlarda hep “bildiğiniz sorudan başlayın, en kolay sorudan başlayın” demez miydi?
Belli ki yarım asırdan bu yana çözülemeyen Kıbrıs sorunu bu sınavın en kolay sorusu değil. Çözüleceği de meçhul.
O zaman o sorudan başlamak da neyin nesi?
Siz önce ilk üç soruyu çözün. Yani enflasyonu, ekonomik durumu, işsizliği halledin. Onlar için 50 yıl gerekmiyor. Sonra zaman kalırsa dördüncü soruya döneriz.
Ama yok siz sınavın bütün süresini sadece tek bir soruya yani Kıbrıs meselesine ayırırsanız, o sınavdan çakmaya her zaman mahkum olursunuz. Bizden söylemesi…
Bu haber 324 defa okunmuştur

:

:

:

: