TBMM'nin yeni Başkanı Mustafa Şentop, KKTC'ye yaptığı ziyarette verdiği mesajla Ankara'nın yeni dönem politikasını özetledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı ile yaptığı görüşme sonrası konuşan Şentop, Kıbrıs'ta çözüm için “farklı modellere” ve “yeni fikirlere” ihtiyaç olduğunu, taraflar arasında ortak bir vizyon bulunmadığı takdirde müzakerelere tekrar başlanmasının anlamlı olmadığını kaydetti.
Akıncı'nın cevabı ise 'yeni fikir' olgusunda tartışma yaratacak türdendi.
Cumhurbaşkanı, “yeni fikir” diye eskiden pişirilmiş kotarılmış fikirleri yeniden masaya getirip, bunlarla bir yere gidilemeyeceğini bir kez daha görmelerine gerek olmadığını söyledi.
Akıncı, 'Bu bizi, bir takım çıkmazlara ve suçlu konumuna oturtur, bu konularda çok dikkatli olmamız, attığımız her adımı dikkatli hesaplamamız lazım. Bazen kulağa hoş gelen şeyler söylenebilir ama altını eşeleyince ortaya başka şeyler çıkar. Rum tarafı bir oyun içindedir ve bu oyunu statükonun sürmesi yönünde kullanmaktadır' dedi.
Açıkçası her ne kadar Akıncı, bu sözleri Rum tarafına söylüyor gibi gözükse de konfederasyon temelinde yeni bir müzakere öngören ve bu anlamda yeni fikirlerin de tartışılmasını isteyen Türkiye de bu sözlerin hedefindedir.
Hem Akıncı'nın hem de Şentop'un demeçleri ayrı ayrı ele alındığında 'yeni fikirler' ile ilgili bu görüş ayrılığı ortadadır.
Malum Sayın Akıncı ve onun gibi düşünenler özellikle Denktaş döneminde “Konfederasyon” temelinde de görüşmeler yürütüldüğünü, ancak bir sonuç alınamadığını vurguluyor, şimdi eski tezlere dönüşle bir sonuç elde edilemeyeceğini ileri sürüyor.
Oysa müzakerelerin bugün geldiği noktada “ilerleme sağlandı” denen bir çok hususta Rum tarafının geri adım attığı açıktır.
Crans Montana’da varıldığı ileri sürülen uzlaşmaların bile yok sayıldığı, Guterres çerçevesi denilen BM belgesinin bile tartışmaya açıldığı bir dönemdeyiz.
Bugüne kadar “uzlaştık” denen ne varsa kağıttan kuleler gibi yıkıldı. Ne yazık ki bunun farkında olamayan çevreler “yeni fikir” tezini, Kıbrıs’ta barış karşıtlığı olarak ele alıyor.
O yüzden Sayın Akıncı her ne kadar “yeni fikir tezleri bizi çıkmaz sokağa götürür, suçlu konumuna iter” diyerek Rumları hedef alıyor gibi görünse de, mesajın bir ucunun da Ankara’ya dönük olduğu çok açıktır.
Akıncı’nın bu politikasının 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönük olduğunu söyleyenlere de cevap bellidir.
Yeni konjonktürde Akıncı’nın bu politikası siyaseten ona bir fayda sağlamaz. Seçim kazandıramaz. Bunu hep birlikte yaşayarak göreceğiz.