Gerçekler acıdır ve siz görmezden gelseniz bile, gerçekler bir yerlerde durmaktadır.
Gerçeğin veya gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir de huyu vardır.
Korkmak, saklanmak, her şey normalmiş gibi davranmak, işte bizim coğrafyanın hikâyesi.
Onca şey yaşanıyor memlekette, ilginçtir kimseden hiçbir tepki yok.
Her şeyin normal zannedilmesi durumu aynen devam ediyor.
Bu, yani normalleştirerek yaşamak, hiçte normal değil.
Tepkisiz bir toplum, yaşadığı veya yaşayacağı her ne olursa, en baştan kabullenmiştir.
Bu durum çok ciddi bir umutsuzluk, beklentisizlik ve güvensizliktir.
Geldiğimiz yerde, dini, dili, ırkı, düşüncesi, dünya görüşü, sosyal ve maddi durumu ne olursa olsun, çok yüksek derecede güvenlik, daha açık bir ifadeyle yaşam endişemiz var.
Güvenlik anlamında zafiyet, devlet otoritesinin zayıflığı, güçsüzlüğü, nüfus, kültür, değişen, artan sosyal yapının çeşitliliğine bu ülkenin hiçbir kaynağı yetişmiyor.
Bunlara ek olarak, bir de olan biteni normalleştirirseniz, bugünün sonuçlarından kaçamazsınız.
Ekonomik kriz yaşanır, yönetici konumunda olanlar çaresiz, trafik, iş kazaları onlarca can alır, insanlar evlerinin önünde kurşunlanır, yöneticiler yine çaresiz.
Bu çaresizlikten umudunu kaybeden toplum ise, her şeyi normalleştirir, içselleştirir, kanıksar, etrafında hiçbir şey yaşanmıyormuşçasına hayatına normal seyirde devam eder.
Sokaklar, yollar, hastaneler, okullar, feryat ediyor, açık seçik gösteriyor, çok kalabalığız.
Bu ülke, bu nüfusu kaldırmıyor, taşımıyor, bunun bir sınırı yok mudur?
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği'nde yaptığı konuşmada;
'Müzakereleri sizin adınıza yürütüp, Kıbrıs'ta iki tarafın da meşru hak ve çıkarlarını gözetecek dengeli, barış, özgürlük, eşitlik ve güvenlik içinde yaşayabileceğimiz bir çözüm için uğraş veriyorum.
Bu uğraşlarım sırasında nüfusumuz, KKTC kimliği taşıyanların sayısı önemli. İçişleri Bakanlığı'ndan talep edip aldığım resmi rakam 220 bin. Bu o dönemde basına yansıdı, bilinen bir şey. İçişleri Bakanlığı'nın bir iki hafta önce bana verdiği rakam, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kimliği olanların sayısı, 343 bin. Sayın Bakan'ın daha sonra kamuoyuna yaptığı açıklamada ise vatandaş sayımız 350 bin. Bu durumda vatandaş sayımız 3 buçuk yılda 130 bin arttı.
Bir önceki hükümet döneminde, her ay bin civarında vatandaş yapılıyordu, bugünkü hükümet de her ay 400, 500 civarında vatandaşlık veriyor. Bu vatandaşlıklar normal süresi içerisinde Bakanlığın verdikleridir. Bu rakam, Bakanlar Kurulu'nda açıklanan üç kişi, beş kişi değildir. Bunu aslında en iyi siz hekimler bilirsiniz, çünkü sağlık açısından raporlar sizden intikal ediyor.'
Nüfus konusunda pek çok şey söyleniyor.
Maliye Bakanı Serdar Denktaş, 800 bin gibi bir rakam seslendirmişti.
Dışişleri Bakanı Kudret Özersay 350 bin civarı diyor.
Dünyanın hangi ülkesinde böyle bir vatandaşlık politikası vardır?
Dünyanın hangi ülkesinde, üç buçuk yılda vatandaş sayısı 130 bin artar?
Bu inanılmaz bir rakam, geçmiş hükümet ki bunu ayyuka çıkarmıştı, ayda bin civarı, dörtlü koalisyon ise ayda 400, 500 yeni vatandaşlık veriyor.
Bu kadar hak eden, bekleyen ve dahası olan insan topluluğu mu var?
Dörtlü koalisyonun UBP'yi en çok eleştirdiği konu vatandaşlıklardı.
Nüfus sayımı, yeni vatandaşlık yasası muamma, şimdi UBP değil, dörtlü iktidar aynı konudan, aynı noktada.
Normal değil, bu gidişat, gidişat değil.