İnşaat sektörü Kuzey Kıbrıs’ın turizm ve eğitimden sonra gelen en dinamik iş kollarından ancak ne var ki, bu sektörde etik, ahlak ve iş disiplininden yoksun bazı inşaatçılar yüzünden bu sektör de yara almaya başladı.
Son yıllarda özellikle Türkiye’den gelen emlak üzerinden yatırım yapmak isteyen veya Kuzey Kıbrıs’ta yaşamı seçenler ne yazık ki, hüsranla geri dönüş yapıyor. Girne bölgesinde bazı inşaat firmalarının olumsuz davranışları, sektörü canlandıracak bu yatırımları tersine döndürmeye başladı. Zira aynı sorunları yıllardır İngiltere’den dönüş yapan Kıbrıslı Türklere yaşatılan haksızlıklarla yaşamıştık.
Bu inşaat firmalarının büyük reklamlarla gerek internet gerekse de bizzat Türkiye’de tanıtımını yaptıkları konutları satana kadar büyük güven itimat edip yatırımcının güvenini sağlıyorlar. Ancak ödemelerin büyük kısmını gerçekleştirerek konut alanlar daha sonra bu gibi firmaların sözlerini yerine getirmediklerinden şikayet ediyor. Dolayısıyla artan bu şikayetler ülkemiz için hiç te iyi bir tanıtım olmuyor. İş ahlakı ve etik davranışlardan uzak bu firmalar adeta mafyavari uygulamalara yönelerek, kendilerinden konut alan ama haksızlığa uğrayanları sindirmeye başlıyorlar.
Konutları satarken özellikle adaya yaşamaya değil de yatırım amaçlı konut alanlara verilen kira garantisi maalesef yerine getirilmiyor. Yatırımcı zor durumda kalabiliyor.
En çok şikayet edilen konulardan birisi de alınan konutların ortak alanlarını da kapsayan, elektrik, temizlik, bahçe, havuz gibi giderlerin teşkil ettiği aidatlar. Konutları satarken aidatları düşük gösteren bu etik ahlaktan yoksun inşaat şirketleri, konut kullanıma başlanınca adeta iki misline çıkıyor, hem de Sterlin baz alınarak. İtirazı olanlara da, “İstediğiniz yere gidin şikayet edin, burada bu fiyatları biz belirleriz işinize gelirse” diyerek despotça tavır sergiliyorlar.
Yine konut satın alanlara bu firmalar, belli bir zaman sonra konutu satmak istediğinizde gereken kolaylığı gösteririz ve satış garantisi veririz demelerine rağmen ne yazık ki, bu konuda da yan çiziyor, sözlerini tutmuyor bu inşaat firmaları.
Maket üzerinden, daha inşaatın başından satışa geçen bu yüz karası bazı firmalar, tanıtım broşürlerinde, hizmet vaat ettikleri ortak alanlarla ilgili olarak bu vaatlerini yerine getirmeyip, konut alanları adeta kandırıyor.
Öyle inşaat firmaları geldi geçti ki bu ülkeden, özellikle Girne’de hala daha, depozit adı altında peşin para alınarak tamamlanmayan, terk edilen, müteahhiti kaçan pek çok konut duruyor.
Bir de bazı inşaat firmaları var ki, yaptıkları inşaatları veya üzerindeki arsayı bankadan kredi alabilmek için ipotekliyor, borç büyüyor ve ödenemeyecek duruma geliyor. Bu durumdan alıcılara hiç bahsetmeyen bu firmalar, sonunda bu yüksek borç ile baş edemeyip inşaatları yarım bırakıyor ve olanlar bu konutlara dişinden tırnağından artırarak para yatıran insanlara oluyor.
En önemlisi de, bu konutlar için yatırım yapan, elindekini, varını yoğunu harcayıp bu belirsiz inşaat firmalarından konut alanlar tapu istediklerinde firma türlü bahanelerle zamana oynuyor, “ha bugün, ha yarın” denilerek, tapuları verilmiyor. Hatta daha da ileri giden bu etik, ahlak ve iş disiplininden yoksun firmalar konut alanları tehdit edebiliyor.
İşte bu yukarıda bahsettiğimiz tüm bu yaşanılanlar konut sektörüne darbe vurmaya yetiyor ve artıyor. Türkiye’den yatırım amaçlı ülkemize gelenlerde bu nedenlerden dolayı ne yazık ki azalma yaşanmaya başlandı. Bu tür yüz karası inşaat firmaları yüzünden işini doğru dürüst yapan, müşterisine güven telkin eden doğru firmalar da etkilenmeye başladı.
Ülkeyi idare ettiğini söyleyenlere de büyük görevler düşüyor aslında. Zira bu tür etik ahlaktan yoksun, hukuka aykırı işlemler gerçekleştiren bu firmaların denetlenip, tüketiciyi koruma esasında adımlar atılmalı artık.