Sıkıntı zaten sokakta..

Başbakan Tufan Erhğrman, hükümetin ne Türkiye ile ilgili ilişkilerde sıkıntısı var ne de hükümetin kendi içinde bir sıkıntısı söz konusu değildir dedi..

Başbakan Tufan Erhğrman, hükümetin ne Türkiye ile ilgili ilişkilerde sıkıntısı var ne de hükümetin kendi içinde bir sıkıntısı söz konusu değildir dedi..
Diyelim ki öyle.
Ve hükümetin ne Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerde sıkıntısı var, ne de hükümeti oluşturan partilerin kendi arasında bir sıkıntısı var.
Hoş zaten olmasın da..
Lakin bütün bunlara rağmen ülkede birçok sıkıntı mevcut,
Şimdi Sayın Başbakan’ın bu noktada özellikle sıkıntı olmadığını belirtmesi açıkçası ülkede var olan sorunlara çözüm üretmiyor.
Kaldı ki hükümetin Türkiye ile ilişkilerde sorun yaşamaması ve aynı oranda hükümeti oluşturan partilerin kendi aralarında sorun yaşamaması benim bir yurttaş olarak zerre kadar umrumda değil.
Dolayısıyla Sayın Başbakan’ın bunu öne çıkarması bir yurttaş olarak benim ülkemde yaşadığım yapısal sorunları ortadan kaldırmıyor.
Nitekim bugün kamu çalışanlarının maaşlarını ödeyebilmek için bir iş insanından avans niteliğinde para alan ve bunu çok normal bir icraat mış gibi duyuran Maliye Bakanın mensubu olduğu hükümetten bahsediyoruz burada.
Böyle bir hükümetin Başbakanı her şeyden önce bunun izahını yapması gerekirken toplums, şununla bununla sıkıntı yaşamıyoruz diye açıklamalar yapmasının bir değeri yoktur toplum nazarında..
Bugün ülkede ciddi bir enflasyon yaşanmaktadır.
Cebimizdeki para her gün daha da azalmaktadır.
Pahalılık aldı başını gidiyor.
İnsanlar borçlarını ödeyemez duruma geldi.
Devlet ticari sektörü denetlemekte yetersiz kalıyor.
Ülkede hasar görmeyen karayolu kalmadı.
Çevre çöp içinde.
Kötü kokular ülkenin dört bir yanını sardı.
Belediyeler halka hizmet götüremiyor.
Eğitim sistemi sıkıntılı, sağlık sistemi işlevini yitirdi.
Turizm sıkıntılı günler yaşıyor, yükseköğretimde sorunlar çığ gibi büyüyor.
Kamuda yapısal reformlar gerçekleşemiyor.
Yargı tıkanmış durumda ve sorunların bilinmesine rağmen “ Bağımsız ve Hızlı Yargı işlevi sağlanamıyor.
Kamu işlevsel olarak sıkıntılı, verim alınamıyor.
Peki bu anlamda ne yapılıyor?
Devlet kurumlarının bağımsızlığı üzerine yapılan bir çalışma var mı?
Yok..
Bu kurumlarda esas alınan yine partisel ilişkilerdir.
Yani devletin etkin yönetim kadroları partizanların himayesinde..
Liyakat hikaye oldu.
Peki eğitim ne durumda?
Ne siz sorun ne ben söyleyim diyeceğim ama zaten eğitimde biliyorsunuz geldiğimiz durumu.
İçe dönük bir eğitim sistemine hayat vermeye çalışmakla evrensel eğitim normlarından uzaklaşıyoruz.
Dolayısıyla Sayın Başbakan hangi düzeyde kiminle nasıl ilişki içinde olduğuna dair açıklamalar yapmak yerine, topluma, toplumu bire bir ilgilendiren, yaşam kalitesini artıran, refah seviyesini yükselten,işsizliği azaltan, alım gücünü iyileştiren, pahalılığın önüne denetimle geçen, çağdaş ve evrensel bir eğitim sistemini hayata geçirmeye çalışan, insanların sabahın köründe kalkıp da hastane koridorlarında sıra beklemeyeceği bir sistemi getiren, turizm ve yüksek öğretimde sürekliliği olan devlet politikalarına önem veren icraatlarını duymak istiyoruz..


Bu haber 115 defa okunmuştur

:

:

:

: