Her yıl aynı 'tiyatronun' oynanmasına alıştık artık.
Her yıl 24 Nisan günü tüm Türkiye karşıtları tarafından en başta 'Ermenilerin istismar' edildiği ve 'Ermenilerin sırtından' Türkiye düşmanlığı yapılan bir gün olarak yaşanmakta. Türkiye'yi farklı nedenlerden AB üyesi olarak görmek istemeyenler ya da Türkiye'nin bulunduğu hassas coğrafyada 'güçlenmesinden' rahatsız olanlar ve ABD gibi Türkiye'yi kendisine 'bağımlı bir ülke' olarak görmek isteyenler için 24 Nisan her seferinde 'Türkiye ile hesaplaşma' günü olarak kullanılmakta.
'Ermeniler' ise bahane! 24 Nisan'da 'Ermenileri' kullanarak toplantılar yapan ve kararlar alanların aslında Ermeniler umrunda bile değil.
Fransa'da politikacılar için 'Ermeni oyları' çok değerli. O oyları alabilmek için yarışanlar 24 Nisan günü 'Ermeni oylarını en fazla hak eden olmak' için 'en fazla Türkiye'ye saldıran' ve 'Türkiye'yi karalayan' olma derdine düşüyorlar.
ABD'de yine Ermeni oyları için yarış eden politikacıların 24 Nisan tarihi yaklaşırken 'Ermenileri hatırlamalarına' alıştık artık.
Hele bazı AB üyesi ülkelerde on yıllarca Ermeniler konusunda tek adım atılmazken, Türkiye ile ilişkileri bozulduktan sonra 'Ermenileri' keşfetmeleri aslında 'Ermenilerin nasıl istismar edildiklerini de' göstermekte.
Kıbrıs Rum Kesimi ve Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye düşmanı GUE/NGL grubunun üyesi AKEL'de, 24 Nisan söz konusu olduğunda her yıl çok aktif bir partiydi. Rum Kesiminde yapılan bir ankete göre AKEL'in yüzde 23'lük oy oranıyla DİSİ'yi takip ediyormuş ve Kooperatif bankaları sürecinden DİSİ'nin etkilenmemiş olması AKEL'in alacağı oyları azaltmaktaymış. Ancak AKEL, Niyazi Kızılyürek'in adaylığı çerçevesinde Kıbrıslı Türklerden gelecek oylarla, DİSİ ile arasındaki farkı azaltmayı ummaktaymış. Şimdi merak etmekteyiz. Acaba 'oportünizmin' zirvesinde oldukları bu seçim yılında 'aptal' sandıkları Kıbrıslı Türkleri kandırmak amacıyla sessiz mi kalacaklar?
Yoksa KKTC'de Türkçe 'AKEL paçavraları' dağıtırken Rum Kesiminde Türkiye düşmanı Ermeni diasporası ile beraber sözde 'anma' toplantısı mı yapacaklar. Bakalım AKEL, bu 24 Nisan'da nasıl 'takla atacak'.
Ve asıl soru: eğer Kıbrıslı Türk adayları seçilirse o önümüzdeki beş yıl boyunca 24 Nisan günleri ne yapacak? Hatta yılda üç kez filan Türkiye'yi karalama amaçlı Ermeni sözde 'soykırım' palavrası ile ilgili karar tasarıları gündeme geldiğinde GUE/NGL üyesi bir milletvekili olarak ne yapacak? İnşallah seçilmez ve en başta o tüm bunları yaşamak zorunda kalmaz.
Aslında Ermenilere büyük bir haksızlık yapılmakta.
Ermeniler sadece Fransa ya da ABD'de sayıca yoğun bir şekilde yaşamakta olan 'Diaspora Ermenileri' değil. Türkiye'de yaşamakta olan Ermeniler ile kimse konuşmuyor. Onların görüşü alınmıyor. Ya da Türkiye'de yaşamakta olan Ermeniler konuştuğunda onların dedikleri Türkiye düşmanlarının işine gelmiyor.
Oysa eğer Ermeniler için gerçekten bir şeyler yapmak isteyenler var ise Almanya'da, İngiltere'de ve ABD'de hala açılmayan gizli devlet arşivlerindeki belgeleri incelemekle başlayabilirler. Türkiye yıllardır Ermeni ve Türk tarihçilerin bu konuyu araştırmasını ve tüm gerçeği ortaya çıkarmasını talep etmekte.
Türkiye ve Ermenistan'ı ve Türkleri ve Ermenileri rahat bıraksalar bu mümkün olacak. Ermenileri Türklere karşı kışkırtmaya çalışanlar geçmişte de bu acılara neden olanların torunu olduklarını hiç düşünmüyorlar!
Evet büyük acılar yaşanmış. Hem Ermeniler hem de Türkler çok acılar çekmişler. Örneğin benim baba tarafından Adana'da yaşamakta olan akrabalarım dedelerinin bizzat 'Ermeni çeteleri' tarafından katledildiğini anlatırlar. Özellikle Fransa'nın Birinci Dünya Savaşı sonunda işgal ettiği Güney Anadolu kentlerinde Fransız askerlerinin desteğine sahip olan Ermeni çeteleri ile Türklerin bağımsızlık savaşı vermeleri engellenmiş. Fransızlar o dönemde Kıbrıs adasını İskele bölgesinde sadece Ermeni gençlerini eğittikleri bir askeri eğitim kampı kurmuş ve Ermeni milisleri buradan Adana, Maraş ve Gaziantep bölgesine getirmişler. Acaba niçin?
Bir kaç gün önce Türkiye Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarihi çarpıtmaya kalkan hem de Cezayir asıllı olan bir Fransız milletvekiline ''Sonia Hanım'ın şoke olmasını anlayabiliyorum. Çünkü Sonia Hanım'ın ülkesi ve Fransa gibi ülkeler bir şeyi anlamıyor. Hep patronluk taslayacaklar, hep başka ülkeleri eleştirecekler, aşağılayacaklar ve istediği kararları istediği gibi verecekler. Dolayısıyla Türkiye veya başka bir ülkeden eleştiri geldiği zaman da şoke olacaklar. Soykırım ve tarih konusunda Türkiye'ye ders verebilecek en son ülke Fransa'dır. Çünkü Ruanda'da, Cezayir'de olanları unutmadık. Fransa kendi karanlık tarihine baksın, Türkiye'ye ders vermeye kalkmasın' derken çok haklıydı.
Acaba AKEL bu konuda ne düşünüyor? Ve AKEL adayları bu konuda ne düşünüyorlar?
'Kıbrıslı bir Türkü Avrupa Parlamentosuna gönderelim' romantizmine kapılıp 26 Mayıs günü üşenmeyip Rum Kesimine geçip AKEL'e oy veren emin olun 24 Nisan günleri 'keşke elim kırılsaydı da AKEL'e oy vermeseydim' diyecektir.