Önceki gün Haspolat - Taşkent Anayolu üzerinde bulunan TMT Anı ormanına dönülen toprak yol girişinde ölü olarak bulunan Nijerya uyruklu Austine Wallie (Exxkalliee)’nin öldürülmesi ile ilgili tutuklanan şahısların yaş ortalaması sizlerin de dikkatinden kaçmamıştır.
12 kişinin söz konusu bu cinayetle ilgili tutuklandığı duyuruldu.
Tümü de Afrika kökenli olan bu şahısların yaşları şu şekilde yansımıştır basına.
(E-29-Nijerya)
(E-33-Nijerya)
(E-30-Gana),
(E-26-Zimbabwe),
(E-31-Nijerya)
(K-22-Zimbabwe)
(E-21-Nijerya),
(E-31-Nijerya)
(E-31-Nijerya)
(E-31-Nijerya),
(E-29-Nijerya)
(E-33 Nijerya)
Gördüğünüz gibi bu şahısların yaş ortalamaları 30.
Peki bu 12 kişi bu ülkede hangi maksad için bulunuyorlardı?
Öğrenci, işçi, yatırımcı, turist hangi statüde?
Öğrenci vizesi ile ülkeye giriş yapma olasılıkları kuvvetle muhtemel.
Ama yaş ortalamaları aşağı yukarı 30 civarı..
Yani bir üniversite öğrencisinin ortalama kabul edilen yaş çoğunluğunda değil bu şahıslar.
Dolayısıyla bir kez daha karşımıza çıkıyor yüksek öğretimdeki bu yanlış öğrenci getirme politikası ülkemize..
Dolayısıyla bu anlamda üniversitelerimizin seçici olma gibi bir sorumlulukları olduğunu anlıyoruz bu yaşanan olaylardan.
Zira Kuzey Kıbrıs’ta bir kişi daha kaydedeyim de ne olursa olsun bir kişi bir kişidir para gelsin anlayışı çökmüştür.. Ve çöken bu anlayışın altında kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır bütün üniversitelerimiz.
Ne kadar çok öğrenci o kadar çok para ve o kadar çok üniversite argümanı ta en başından beridir yanlış bir yaklaşımdı.
Nitekim bugün hepimizin kanını donduran yaşanan bu olumsuz hadiseler karşısında bu anlamda ciddi önlemlerin alınmasının zamanı çoktan geldi ve geçiyor bile..
Bilmiyorum sizlerin de dikkatini çekiyor mu?
Polisin şu sıralar yaptığı asayiş denetimlerinde, her denetim sonrası ülkemizde kayıt dışı kalan onlarca insan tespit edilerek mahkemeye sevk ediliyor..
Bu durum da gösteriyor ki; ülkemize bir şekilde veyahut vesileyle nizami yollardan gelerek kaçak durumuna düşen kalabalıklar var.
Bu insanlar kaçak bir yaşam sürüyorlar bu ülkede.
Kaçak iş yapıyorlar, kaçak barınıyorlar, kaçak çalıştırılıyorlar..
Ve emin olun birileri tarafından da sömürülüyorlar da bu insanlar bu kaçak yaşamın içinde.
Dolayısıyla bu duruma düşen onlarca yabancı uyruklu insanın akıbeti bilinmiyor bu sistemin içinde.
Burada çok açık ki bir şeyler yanlış işliyor.
Mevcut sistem içinde ülkemizin sınır kapıları güven telkin etmiyor.
Ve esas ilginç olan yaşanan birçok olumsuz hadiseye rağmen devletin bu konuda yeterli tedbir almadığı noktasıdır.
Buradan da şöyle bir ihtiyaç çıkıyor ortaya..
Ülkeye girişler sıkı bir denetim altında tutulmalıdır.
Nitekim bir kişinin ülkeye girerken gezmek görmek eğlenmek maksadı taşıması ile örtüşen statüsü turist olarak algılanabilirken, cebinde çok bir parayla ülkeye giriş yapabilenleri ayırt etmek ve hangi maksad için geldiklerini iyice araştırmak gerekmektedir. Buna isterseniz seçicilik de diyebilirsiniz.
Aynı şekilde üniversitelerin öğrenci statüsünde adaya getirdikleri her bireyin bu statüyü gerçekten taşıyıp taşımadığı bilinmelidir.
Sonrasında ise, yani ülkeye giriş yapan bireylerin oluşturulacak bilgi işlem sistemiyle takiplerinin de yapılması kaçınılmazdır..