Klavye siyaseti çok net ki sorunlara çözüm üretmiyor.
Eğer üretmiş olsaydı bugün bunu en iyi yapan ülkelerin ilk sırasında yer alırdık.
Ama öyle değil.
Gerçeklik başka bir şeydir.
Elle tutulan, gözle görülendir gerçeklik.
Dolayısıyla klavyenin başında ülke yönetmeye kalkışmak kadar absürt bir yaklaşım olamaz.
Bunu her gün birebir görerek tecrübe ederek yaşıyoruz bu ülkede..
Zira sosyal medya faktörü de olsa bu iletişimin şekli, bir süre sonra bu etkinin sağladığı bilinmezliğin yerine yaşadığımız gerçekleri koyuyoruz..
Koymak zorunda bırakılıyoruz.
Bu nedenle ülkeyi yönetmeye talip olan kişilere naçizane tavsiyem bu tür bir iletişimin görülmez ve hissedilmez bilinmezliği yerine, gözle görülen, yaşamın içinde hissedilen ve farkın çok net olarak belirginleştiği icraatlara yönelmeleridir.
Klavye üzerinden kimi zaman bilgilendirmek kimi zaman da duygusal ifadeler kullanarak etki edeceğiniz insan kitlesi her geçen gün azalıyor bu ülkede.
Peki neden?
Nedeni tabi ki sizlersiniz.
İnsanlara yüz yüze gözlerinin içine bakarak kurduğunuz temas ile verdiğiniz taahhütleri yerine getirmek yerine, klavye başında görülmeyen,bilinmeyen, hissedilmeyen icraatlar sunmaya çalışıyorsunuz.
Peki sizce inanıyorlar mı o güzel sözlere?
Hayır..
Peki neden?
Çünkü insanlar yaşadıklarını biliyor.
Gördüklerini, bire bir hissettiklerini görüyor.
Dolayısıyla böyle bir gerçeklik içinde yaşarken, üç beş sosyal medya paylaşımı ile yaşadığı gerçeklerden hiç kimse uzaklaşmaz.
Bunu hala anlamayanlar bir yere not etsinler.
Zira hükmü bitmiştir bu yanıltıcı klavye siyasetinin.
Yollar, sokaklar, devletin kurumları, devletin hizmetleri, yerel yönetimlerin durumu, eğitim, sağlık, turizm, çevre, asayiş, mahkemeler,alım gücünün gerilemesi, yaşamın kalitesizliği, veri eksikliği, yüksek öğretimi ısrarla taşıdığımız çıkmaz politikalar bunların hepsi bu ülkenin akıbeti hakkında en açık fikri veriyor hepimize..
Üstelik neredeyse her hafta ciddi paralar harcanarak lüks otellerin pahalı salonlarında farklı bir alanda yapılan ve yapısal sıkıntıların dile getirildiği onca çalıştaya rağmen ülkede değişen bir şeylerin olmadığı bir yana daha da kötüye gidişin önüne geçilemiyor olması büyük bir umutsuzluğu beraberinde getiriyor toplum adına.
Bütün bu gerçeklere rağmen büyük umutlarla gelen insanların yarattıkları beklenti bir yana,statükonun belini kırmak yerine, statükonun sürdürülemez pozisyonunu meşrulaştırıp ona uyum sağlayarak ve düzenin insanı olarak yola devam etmenin bedelini her dönem en ağır faturalarla ödeyen bu toplumun üç beş güzel kelimenin yan yana sıralanıp klavye tuşuna dokunarak avutulmaya çalışılmasının hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır..
Önemle duyurulur..