Bir karar verin..

Adli olaylar almış başını gidiyor, konjonktürün getirdiği siyasi ortamla ilintili ülkenin giriş kapılarının yeterli denetime sahip olmamasının siyasi sorumluları ortada yokken polis suçlu oluyor.

Adli olaylar almış başını gidiyor, konjonktürün getirdiği siyasi ortamla ilintili ülkenin giriş kapılarının yeterli denetime sahip olmamasının siyasi sorumluları ortada yokken polis suçlu oluyor.
Bundan mütevellit ülkede yaşanan ve toplumsal huzuru ortadan kaldıran, can ve mal güvenliğini tehdit eder duruma gelen adli vakaların sorumluluğunu da doğrudan polise yükleyelim..
Eyvallah..
Polis bu anlamda denetimlerini artırınca da aman özgürlüğümüz, aman demokrasimiz, aman insan haklarımız diye ortalığı kaldırıp oturtalım.
Bu mudur yani?
Önceki hafta içinde Lefkoşa sur içinde yaşanan bıçaklı, satırlı çete çatışmaları için de öncelikli olarak polisi işaret ederek, bölgede gerekli önlemlerin alınmadığını ve Lefkoşa sur içinde yaşayan gençlerin çeteler oluşturduğunu,bu bölgede ciddi bir güvenlik zafiyeti ile karşı karşıya kalındığını dinledik durduk hafta boyunca..
Bu serzenişleri yapanlar haksız mıydı?
Tabi ki değillerdi.
Çünkü Lefkoşa sur içinde durum tam da böyle bir vaziyetteydi.
Bu bölge adeta Lefkoşa’nın kurtarılmayan bölgesi konumunda.
Polis de önceki gece rutin olarak yaptığı ve çevik kuvvetin de katılımı ile huzur operasyonu düzenledi bu bölgede…
Bana göre bu ve benzeri tedbirlerin daha sık yapılmasında büyük fayda var. Ve mevcut durumda bu operasyonların kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.. Zira geldiğimiz ortamda böylesi kontrol mekanizmalarının işlevsellik kazanması o bölgelerde suça yönelmeye müsait ortamı da engeller, ya da caydırıcı bir unsur olur. Elbette bu ve benzeri kapsamlı operasyonlara ülkenin her tarafında ihtiyaç vardır. Lakin belli ki söz konusu bazı bölgelerde çok daha fazla tedbire, denetime ihtiyaç duyulmaktadır.
Ve tab ki polis bu operasyonları düzenlerken teçhizatlı olacaktır, ve bu teçhizata silahı da dahildir.. Nihayetinde böylesi bir operasyonu elinde karanfil tutarak yapmayacaktır..
Dolayısıyla gereken durumda polisin bu şekilde etkili olacağı ve toplumun huzurunu kaçıranlara , can ve mal güvenliğini tehdit edenlere, suç çetelerine karşı düzenleyeceği her türlü operasyonun toplumsal fayda sağlayacağı göz ardı edilemez..
Hoş böyle bir durumda, yok özgürlüklerimiz kısıtlanıyor, yok demokrasi katlediliyor, yok sıkı yönetimlerde bu uygulanır diyerek yapılan serzenişleri de kimse kusura bakmasın ama doğru bulmuyorum.
Hele de yakın geçmişte yaşanan adli olaylar karşısında polisin yeterli güvenlik önlemini almadığını hararetle savunanların, yapılan soygun olayında soyguncuların elini kolunu sallayarak polisin gözleri önünde adayı terk etmelerinin, adaya kısa bir süre önce gelerek kurşunlama olayına karışanların ve daha nice adli olayların güvenlik zafiyetinden kaynaklandığını savunarak polise yüklenmedik mi?
Yüklendik.
Ki bunlarda haklılık payımız vardır.
Fakat şimdi polis önlemlerini alıyor ve denetimlerini artırıyor diye, bu maksad için düzenlediği operasyonları işaret ederek özgürlüklerimiz kısıtlanıyor, demokrasi elden gidiyor, şu oluyor, bu oluyor diye feveran etmenin ne kadar çelişkili bir durum olduğunu sanırım söylemeye gerek yoktur.
Ayrıca bu operasyonların şeklini eleştirip bu serzenişi sözde ideolojik perspektif üzerinden ele alıp yorumlamaya çalışanların samimiyetinden de şüphe ederim…
Burada her yaşanan ve işlenen suç sonrası sorumluluk yüklediğimiz polis olmuyor mu?
Oluyor.
O zaman niye polisin bunları önlemek adına icra ettiği faaliyetleri eleştiriyoruz?
Üstelik siyasi ideoloji üzerinden.
Yok silahlıydılar, yok yolları kestiler, şunu yaptılar, bunu ettiler özgürlükler elden gidiyor falan..
Yapmayın Allah aşkına..
Hoş bugün dünyanın neresine giderseniz gidin, bu tür operasyonlar bu şekilde icra edilmektedir.
Elbette gönlümüz bu ve benzeri faaliyetlere ihtiyaç duymayacağımız bir ülkede yaşamayı arzu ederdi. Laki ihtiyaç duyduğumuz da çok açık ortada değil mi?

Bu haber 341 defa okunmuştur

:

:

:

: