Geçmiş olsun iyileş görüşelim

Rum Lider Nikos Anastasiadis bir kaza geçirir ve ayağını kırar. Türk Lider Mustafa Akıncı bunu öğrenir ve Anastasiadis’e geçmiş olsun dileklerini telefonda iletir. Bu tamamen insani bir reflekstir.

Rum Lider Nikos Anastasiadis bir kaza geçirir ve ayağını kırar. Türk Lider Mustafa Akıncı bunu öğrenir ve Anastasiadis’e geçmiş olsun dileklerini telefonda iletir.
Bu tamamen insani bir reflekstir.
Ve olması gerekendir.
Lakin bu telefon görüşmesi sırasında mevzuyu geçmiş olsundan Kıbrıs Sorunu ya da Güven Yaratan Önlemler üzerinden ele alıp siyasileştirmenin manasını anlamış değilim.
Belli ki Sayın Akıncı geçmiş olsun dilekleri yanında Sayın Anastasiadis’in tedavi süreci ve iyileşmesinin akabinde tamamen içe dönük bir hamle ile bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik kişisel siyasi istikbalini de gözeterek yeni bir umut eşliğinde görüşme olacağına ilişkin kamuoyunda algı yaratmanın bildik bir yöntemini kullandı. Fakat böylesi bir hamle aynı zamanda Anastasiadis’in oluruna bağlı kalıyor.
Dolayısıyla tarihe damga vurmuş Crans Montana Zirvesi'nden tam 2 sene sonra geçmiş olsun vesilesi ile mutlaka görüşelim arasına sıkıştırılmış bir siyasetin varlığını görüyoruz burada.
Peki ama neden şimdi?
Yani aradan onca zaman geçti.
Kıbrıs Sorunu adeta donduruldu.
Liderler bu zaman zarfında karşılıklı birbirlerini suçlayıp durdular.
Bu süre içinde bir içimlik kahve muhabbeti bile sağlanamaz iken, neden bugün çok geçmiş olsun, iyileşir iyileşmez görüşelim pozisyonuna geçildi?
Yani böylesi bir diyaloğun sağlanabilmesi için illa ki liderlerden birinin sağlığını yitirmesi mi gerekiyordu..Ki bunu fırsata dönüştürelim.
Sayın Akıncı Cumhurbaşkanı seçildiği günün akabinde kadrosunu şekillendirirken hep söylediğim bir şey vardı. Bu kadro ile mevcut süreç içinde tutunabilmek çok zor demiştim.
Hem nitelik olarak hem de tecrübe olarak.
Bu fikrim bugün de değişmedi.
Sayın Akıncı vizyonu, ufku geniş olmayan, önüne hedef koymaktan yoksun ve işinin ehli olmayan amatör bir ekip ile bu süreci yürütmeye çalıştı.
Peki başarılı olabildi mi?
Bana göre hayır.
Kaldı ki, ilerleyen günler bu ekibin çok da yeterli olmadığını gösterdi. Dolayısıyla bu kadronun Sayın Cumhurbaşkanına diplomasi ayağında planlama ve stratejik hamlelerini organize edecek ve katkı sağlayacak bir ehil de olmadığını üzülerek belirtmek zorundayım..
Dolayısıyla böylesi bir makam bence ahbap,arkadaş,yoldaş ilişkilerinin amatörce tercihi yerine, nitelikli, çok daha donanımlı, tecrübe sahibi ve global siyasete hakim uluslararası ilişkileri analiz edebilecek profesyonel yetiye sahip bir kadroyu hak ederdi diye düşünüyorum.



Bu haber 650 defa okunmuştur

:

:

:

: