Kıbrıs’ta durumlar siyasi görüşmelerin çözüm getirmeyeceği yönünde ilerlemektedir. Özellikle Doğu Akdeniz’de yaşanan tek taraflı ben yaptım oldu anlayışı ile hareket eden Rumlar'ın tavırları masada çözüm olamayacağını bizlere adeta kanıtlar şekilde .
Rumların adanın kuzeyini yok sayan çatışmacı , uzlaşmaz tavırları, oyun içinde oyun kurma istekleri bizleri bu fikre doğru itmektedir.
Adanın tek sahibi kendisiymiş gibi Türkiye’yi ve KKTC’yi yok sayan anlayış Rumlara bir şey katmayacaktır .
Şimdi AB'ye GKRY'nin nasıl üye olduğunu hatırlamak zamanıdır.
Hem Annan Planı’nı reddedip evet diyen toplumu almayan uzlaşmadan yana durmayan bir toplumu ab ye almak mı demokratik ve uygarlıkçı toplum olduğunuzu gösteriyor .
Ayrıca özellikle altına çizmek gerekirse ;AB üyelik koşulları içerisinde 'sınır sorunu olmamak' diye bir koşul olduğu ve Kıbrıs'ta sınır sorunu olduğu halde, Rumlar bu sorunu çözmediği halde, nasıl AB üyesi oldu? Tüm ab yetkililerine sormak lazım . Daha önce de kaç kez sordum . Her seferinde Türkiye yi hedefe koyan ab nin tavırlı ve taraflı görüşleri beni tekrar bunları yazmaya itti. Uluslararası Hukuktan aldığı haklarla Doğu Akdeniz de söz sahibi olan devlet Türkiye'nin muhatabı Fransa mı ?
Kıbrıs'ta, Annan Planı referandumunda Türk tarafı ekseriyetle 'evet', Rum tarafı da %75 gibi bir çoğunlukla 'hayır' demişti. Rum tarafı bu tavrıyla net olarak 'Türklerle bir arada yaşamak istemiyoruz!' mesajı vermişti. Zaten o gün bizlere açıkça mesaj verilmişti . Hala masa da çözüm arayanlar bugün ki gelinen noktaya baksınlar . Doğu Akdeniz de tek taraflı anlaşma yapma hakkını Rumlar'a kim verdi ?
Rumlar'ın ab ye alınış gününün sabahında Türk tarafı acilen masadan çekilmeliydi . KKTC nin tanınması yönünde modeller ve giirşimler değerlendirilmeliydi. Neden bunları diyorum ? Hala masada kendi siyasi geleceklerini arayanlaradır sözüm ! Lütfen KKTC için birşey yapacaksınız bunu uluslararası anlamda yapın . Size hayır diyenlerle hala neyi görüşüp anlaşmaya çalışıyoruz .
Doğu Akdeniz de Rumlar'ın şirketlerle yaptığı anlaşma da bir oyundur . Amaç Türkiye'yi batı ile karşı karşıya getirmekti. Şuan bu durumdayız . Ab nin aldığı yaptırım kararlarına bakınız ! Günümüz dünyasında savaşlar ticaret üzerinden gidiyor . Bakınız ABD ve Çin e . Para nerede savaş orada ! Doğu Akdeniz de büyük savaş bizleri bekliyor .
Ab konu karşısında kendi çıkarlarını gözeterek iki yüzlü politikasını sürdürmeyi bırakıp alenen Türkiye karşısında kararlar almaya devam edecektir . Hatırlayın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 'Türkiye, Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesinde sürdürdüğü yasa dışı faaliyetleri sonlandırmalı' diyerek konuya dahil olmuştu. Peşine yaptırımlar geldi . ABD bile okyanus ötesinden duruma müdahil oldu. Kavga büyük . O yüzden hala Kıbrıs ın geleceğini masa da arayanlara sözün şu ki ; Çatışmadan kaçınarak KKTC nin tanınması yönünde girişimlerde bulunulmalı . Tek taraflı çözüm arayışında bulunmak zaman kaybıdır . Özellikle içinden geçtiğimiz konjonktür de bu anlamsızdır. Türkiye ve KKTC şuan olarak doğru adımlar atmaktadır . Hem Maraş Kartı hem de Monako modeli aslında Rumlar'a aba altından sopa göstermekti. Bence Mesaj alındı . Yunanistan ve Rum taraflarından gelen açıklamalar bu yönde ama bence taviz verilmeden doğru adımlar biran önce atılması KKTC nin ve Türkiye nin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır .