DAÜ Rektörü tutunacak dal arıyor.

DAÜ’de sıkıntılar belli ki katlanarak büyümüş.

DAÜ’de sıkıntılar belli ki katlanarak büyümüş.
DAÜ-SEN endişeli.
Hatta o kadar endişeli ki uyarıyor üyelerini.
Malum şu an DAÜ Rektörü olan Necdet Osam’a zamanı ile destek veren ve bu makama gelmesinde büyük pay sahibi olan DAÜ-SEN’in o günlerden bugünlere nasıl geldiğini anlamak elbette zor değil.
Zira DAÜ kötü yönetiliyor.
Kim tarafından.
Bütün paydaşları tarafından.
Dolayısıyla bu sorumlulukta her ne kadar da öne çıkan Rektör Necdet Osam’da da olsa bugün gelinen noktadan diğer paydaşlar da sorumludur.
Rektör Necdet Osam’ın gerek yönetim anlayışı gerekse tutarsız tavırları ve personel üzerinde kurduğu baskı uzun bir süreden bu yana çalışan tüm kesimleri rahatsız etmektedir.
Ki bu artık bugün ayyuka çıkmıştır.
Dolayısıyla bu rahatsızlık DAÜ’de çalışma barışını da bozmuştur.
UBP-DP koalisyon hükümetinin Başbakanı, Başbakan Yardımcısı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olmak üzere DAÜ VYK’da söz konusu bu durumdan haberdar olmakla birlikte DAÜ Rektörünü görevden almak için düğmeye basıldı.
Bu sürecin farkında olan Rektör Osam bugüne kadar yaptığı en iyi işi yaparak yine birilerine yaranma derdine düştü ve koşarak hükümetin kapısını çaldı.
Peki sonuç mu?
Gelin DAÜ-SEN’in açıklamalarını birlikte okuyalım. Noktasına virgülüne dokunmadan

“EDİLGEN REKTÖRLE ANCAK BU KADAR
Basından öğrendiğimize göre DAÜ’nün vergi borçlarına yönelik olarak Maliye Bakanlığı ile üniversitemiz arasında bir anlaşma imzalanmıştır. Anlaşmayla DAÜ borç yükünden ciddi oranda arınmış olacaktır.
Bilindiği gibi bu konuyu ilk kez sendikamız dile getirmiş, Rektörlük ise borcu inkar etmeyi ve hatta ciddiye almamayı tercih etmişti. Ancak zamanla Rektörlük bu konuda gerçeklik zeminine geri dönmeyi, şaşırtıcı bir şekilde, başarmıştır.
Sendikamız söz konusu borcun ödenmesinin her şeyden önce stratejik açıdan önemli olduğu görüşündedir. Ülkede pek çok kurumun peşkeş çekildiği bir dönemde DAÜ adına böyle bir borcun görünmesi kurumun geleceğini tehlikeye atacak bir unsur olurdu. DAÜ’nün daha önce devredilmek istendiği, devir alacak tarafın istememesi yüzünden bunun gerçekleşmediğini hatırlatmak isteriz. Vergi borcunun ödenmesi yıllardır DAÜ üzerinde oynanan siyasi oyunlara bir cevap niteliği de taşımaktadır. Özelleştirilmesi veya devredilmesi rant çevrelerince her zaman gündemde tutulan DAÜ’nün yanlış yönetilse de vergi borcunu ödeyebilecek güçte olması bizi sevindirmektedir.

DAÜ’nün borç yükünden kurutulmasını önerirken aynı zamanda devletin üniversitemize yönelik mali yükümlülüklerinin de kayıt altına alınacağı bütünlüklü bir anlaşma önermiştik. DAÜ’nün vergi yükümlülükleri kurumun yatırım ihtiyaçları için harcanmalıdır. Yani DAÜ vergi borcunu ödemeyerek konuyu muğlakta bırakmak yerine hükümetle anlaşıp bundan sonraki yükümlülüklerini yatırıma harcayacağını güvence altına almalıydı. Ancak mevcut Rektörlük göreve geldikten sonra devlet üniversitemize karşı yükümlülüklerini neredeyse tamamen reddetmiştir. Artık üniversitemize devlet katkısı neredeyse sıfırlanmıştır. Bu doğrudan Rektörlüğün başarısızlığıdır. Vergi yükümlülüklerine eşitlenebilecek bir devlet katkısının maaşlara gitmesi değil yatırımlara harcanmasını başarmak Rektörlüğün göreviydi. Ancak bugünkü Rektörlük edilgen bir yapıdadır. Vergi borcunu yeni hükümete ödemesi ise bir tür yaranma çabasıdır.

Mevcut üniversite yönetimi günlük işleri yürütmekte dahi zorlanmaktadır. Böylesi ciddi ve hayati meseleleri çözmesini beklemek ise insani olarak haksızlıktır. Çok sayıda rektör yardımcısının değişip gidişatın aynı kalması ise ortada başka bir sorunun olduğunu göstermektedir. Motoru bozuk taşıtın tekerini veya farlarını değiştirerek yürümesini beklemek olmaz”

Bu haber 854 defa okunmuştur

:

:

:

: