Anglosakson sistemde yargı sorunlarını çözmek için hatalı yollara başvurulması

Anglosakson sistemde yargıcın Adversarial (Karşılıklı Mücadele) yargılama yönteminin temel ilkelerine sadık kalması önemlidir. Bu sistemde yargıcın pasif kalması ve iki taraf arasında gerçekleşecek mücadelede taraflardan birinin diğerine haksızlık yapmaması için gerekli kuralları uygulaması gerekmektedir.

Anglosakson sistemde yargıcın Adversarial (Karşılıklı Mücadele) yargılama yönteminin temel ilkelerine sadık kalması önemlidir. Bu sistemde yargıcın pasif kalması ve iki taraf arasında gerçekleşecek mücadelede taraflardan birinin diğerine haksızlık yapmaması için gerekli kuralları uygulaması gerekmektedir.

Kontinental sistemde ise yargıcın inisiyatifi etkin bir şekilde ele alması beklenir. Yargıç soruları kendisi sorar ve gerçeği arar. Kontinental sistemde yargıçların otoritesi artırılarak yargı sorunları çözülmeye çalışılır. Yargıçların yetkilerini artırarak çözüm aramak Kontinental sisteme uygundur. Böylece tarafların ve avukatlarının daha fazla disiplin altına alınması istenir. Ancak aynı önlemin Anglosakson sistemde etkisi farklı olacaktır ve yargıya faydadan çok zarar verecektir.

Anglosakson sistemde yargının bozulmasına neden olan en önemli hatalardan biri Kontinental sistemde olduğu gibi yargıçların otoritesini artırarak çözüm bulunacağının zan edilmesdir. Bu olay bir futbol maçında hakeme oyuna katılma yetkisi vermeye benzer. Halbuki sistemin temel ilkelerine bakıldığı zaman Anlosakson sistemde yargıçları mümkün olduğu ölçüde tarafsız ve dolayısıyla pasif hale getirerek sorunları çözmeye çalışmak gerekir.

Yaptığımız araştırmalarda KKTC de ve İngilterede yargıda yaşadığımız sorunlardan birinin yanlış yönde çözüm arayışı olduğu kanısına vardık. Yargıçların yetkileri ve otoriteleri artırılarak yargı sorunlarının çözülmek istenmesi sorunlar yaratmıştır. Bu durum bir yönde koşan bir kişinin zıt yönde adım atmak istemesine benzemektedir.

İngilterenin Kontinental ilkeleri sistem içine alması

Yaptığımız araştırmalarda diğer bir gözlemimiz İngilterenin Avrupa Birliğine katılmasının hukuk sisteminde olumsuz gelişmelerde etken olduğudur. 1999 yılında İngilterede Woolf Reformu denilen bir reform gerçekleşmiştir. Bu reformun getirdiği en önemli değişiklik “Case Management” denilen Kontinental usul kurallarının Anglosakson sistem içine alınmasıdır.

AB ye uyum sağlanması, yargıda masrafların azalması, davaların daha süratli sonuçlanması gibi nedenlerle bu reform gerçekleşmiştir. Yargıçların inisiyatif ve otoritesi artırılarak ve hakkını arayan tarafların önüne bir çok yeni usul engeli çıkarılarak yargının sorunları çözülmek istenmiştir. Biz KKTC de böyle bir değişikliğin sistemin temel ilkelerine ters olduğunu ve sisteme faydadan çok zarar verebileceğini biliyorduk. Bu nedenle İngiliz meslektaşlarımızı elimizden geldiği ölçüde uyarmaya çalıştık. Maalesef aynı kurallar bir süre sonra KKTC ye de geldi. Usul kurallarını tartışmaktan gerçeği bulmanın zorlaştığı, işlerin gittikçe gereksiz yere arttığı bir sistem oluştu.

Devam edecek...

Bu haber 937 defa okunmuştur

:

:

:

: