Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Newyork ziyaretine hazırlandığı bu günlerde.
Hükümet, bu ziyarete sıcak bakmadığı sinyalleri veriyor.
Daha açıkçası.
Ziyaret ve görüşmeye karşı çıkıyor.
Nedeni de.
Federasyon tezi ile bir sonuca gidilmesinden umutlu değil.
Dışişleri Bakanı Sn. Özersay.
Rum tarafının hiçbir şeyi paylaşmak niyetinde olmadığını, sürekli olarak açıklıyor.
Bunu, Güney de açıklamalarında doğruluyor.
Lute, Cumartesi geliyor.
Taraflarla görüşecek.
Referans şartlarını araştıracak.
Geçen gelişinde referans şartlarında yeller estiğini görmüş.
Ayağının tozu ile gerisin geriye gitmişti.
Sn. Lute, emir kulu, git denildi mi gider.
Gel denildi mi gelir.
Yine git denildi.
Geliyor.
Görüşme için kaynak arayışına bakacak.
Kaynak var mı? yok mu ?
Rum tarafı.
Görüşmeye esas olan kaynakları, kendine göre açıkladı.
Güneyin Dışişleri Bakanı Hristodulidis, bunları.
2014 ortak açıklaması, Guteres Çerçevesi ve Grans Montana’dan önce elde edilen yakınlaşmalar olarak açıkladı.
Ayrıca, önemli görüşmelerin oluşturulması. Referans şartlarının oluşmasında yeterli olduğunu söyledi.
Nikos’un açıklaması “havada bulut .“
Yani görüşmek için kaynağın, referansın, var olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Güneyin bütün uğraşı, görüşme masasını tekrar elde etmek.
İşte bu noktada Tatar Hükümeti de Güneyin bu tavrından dolayı.
Federasyon görüşmelerinin tekrar başlamasına karşı.
Nikos’un öne sürdüğü referans şartlarında.
Ne siyasi eşitlik.
Ne dönüşümlü Başkanlık.
Ne de kararlara ortak katılım var.
En önemlisi de Türkiye’nin garantörlüğünün ortadan kalkması gibi
büyük endişeler taşımaktadır.
Çünkü Nikos’un öne sürdüğü ve görüşmeleri başlatacak kaynakların içerisinde bu tehlikeler de var.
Referans şartları, yani müzakereyi oluşturacak kaynağın veya kaynakların olmadığını. Geçen gün Rum hükümet sözcüsü Protromu’ya verdiği yanıtta, Sn. Burcu dile getirdi.
Rum tarafı, Federal Devlette, çoğunluğun kararlarının etkin olmasını istemektedir.
Bu konuda, Türk tarafı. Etkin katılım talebini devam ettirmektedir.
Sn. Burcu.
Bunun bir BM parametresi olduğunu, açıklamasında vurgulamaktadır.
Siyasi eşit ve etkin katılım konusunda, Rum tarafının görüşlerinde, hiçbir değişiklik yoktur diyor.
Bunlar ortada sarih gerçekler olarak duruyorken.
Referans şartlarının varlığından bahsetmek. Resmen Kıbrıs Türk Halkı ile alay etmekten öteye geçemez.
Sn. Akıncı ve Hristofyas arasındaki bu büyük çelişki. Hükümetin yeni bir müzakere sürecine başlanmasından endişe duymasını ve bu sürece haklı olarak karşı çıkmasını sağlıyor.
Dışişleri Bakanı ve Hükümet sözcüsü Sn. Özersay.
“Federasyon Paylaşım rejimidir” diyor.
Fakat Rumlar bizimle hiçbir şeyi paylaşmak istemiyorlar.
Newyork’a bu gerçekler ışığında gidilecektir.
Üçlü zirvenin tarihi belli oldu.
Tabii Lut’un temasları çok önemli.
Vereceği rapor, gidişatın seyrini belirleyecek.
Tabi bu BM için geçerli.
Güneyin Dışişleri Bakanı Niko’nun açıklamasını okuduktan sonra.
Müzakerelerin başlaması çok küçük bir ihtimal.
Bu ihtimalle, iki lider Newyork hazırlıklarına başlamışlar bile.
Tabii.
Güneyin Milli Konseyinin oy birliği ile alınmış kararında. Türkiye tüm sondajlardan vazgeçerse Anastasiadis masaya oturur.
Bütün bu gerçekler karşısında.
Müzakere masası tekrar kurulur mu ?