Ülkemizde Ceza Yasası açısından işlenmeyen suç nerede ise kalmamıştır .
Kalmamış olması bir yana .
Suçlar her geçen gün artmaktadır .
Avukatlık stajına başladığım yıllarda. Mahkeme salonlarında görüşülen davalar alacak verecek davaları idi .
Ağır cezalık dava tüm adada nerede ise yok denecek kadardı .
Ağır cezalık davalar tek tüktü .
Bu tür davalar görüşülürken .
Mahkeme salonları dolar taşardı .
Nedeni de .
Bakalım ne zaman ağır cezalık davalar olacak da izleyelim düşüncesi hakimdi .
Bu davalar ülkede örnek davalar olur .
Stajyer ve genç avukatlar bunları kaçırmazdı .
Kaçırır ise .
Bakalım kaç sene sonra böyle bir davayı izleme şansına nail olacağını bilemezdi .
Alacak verecek davalarının yanında, nispeten aile davaları olurdu .
Aile davaları da tek tüktü .
İlerleyen zaman dilimi içerisinde .
Ceza yasası kapsamındaki fiiller beklenmedik bir şekilde, Argoşillo (bir bitki) gibi yeşermeye başladı .
Yeşerdikçe yeşerdi .
Ülkeyi kapladı .
Yazımın başlığı .
Vallahi ülkemizde yok yoktur dur .
Bunu herhangi bir şey için sakın algılamayın .
Ülkemizde işlenen yasalara aykırı fiiller, nerede ise her türlü suç fiilini kapsamaktadır .
Onun için bu ismi verdim .
Yok yoklara gelince .
Adam öldürme mi ?
Adam dövme mi ?
Adam vurma mı ?
Adam kaçırma mı ?
Evinin içinde, hem evi hem içindekini soyma mı ?
Ev ve araba kundaklama mı ?
Yolsuzluk mu ?
Hırsızlık mı ?
Zimmete para aktarma mı ?
Çalıştığı iş yerindeki paraları cebe indirme mi ?
Kumar mı ? Bahis mi ?
Evrakta sahtekarlık mı ?
En güvendiğimiz olarak, can ve malımızı emanet ettiğimiz kurumlarda çalışanların yaptıkları mı ?
Dolandırıcılık mı ?
Kadına şiddet mi ?
Türlü desiselerle vatandaşı kandırıp. Sebepsiz zenginleşenler mi ?
Yollardaki trafik eşkıyalarının yarattıkları mı ?
Fuhuş çeteleri mi ?
Çetelerin her alanda çoğalıp suç işlemeleri mi ?
Mahkeme koridorlarında. Savcılara saldırılar mı ?
Siyasilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının bir yaşam biçimini alması mı ?
Uyuşturucuda, Dünya sıralamasının ilk başlarında yerini almamız mı ?
Değerli okurlar, aklıma gelen işlenen suç fiilleri bunlar .
Belki kaçırdıklarım olabilir .
Yerel basınımızın, manşet ve ön sayfaları her gün bu fiillerle dolu .
Üstelik de çoğalarak artmaktadırlar .
Bu gidiş bizleri nerelere götürür ? Düşünen var mı ?
Bu suçların beklenmedik bir artış göstermesi . Mevcut mevzuatın yetersizliğinden mi ?
Yoksa eksik uygulanışından mı ?
Bu iki ihtimalden hangisi ?
Veya her ikisi ise . Gerekli caydırıcı önlemlerin alınması gerekmez mi ?
Eğitim ve kültürde . Başta aileler sorumlu .
İkinci eğitim kuruluşları .
Üçüncüsü ise sivil toplum örgütleridir .
En başta da, siyasal partilere büyük görevler düşmektedir .
Tabii en başta olanlar, Hükümetlerdir .
Her geçen gün artan ve halkı büyük tedirginliklere ve endişelere düşüren bu olumsuz gelişmeleri ele alarak. Toplumu rahatlatacak ve gereğini yerine getirecek uygulamaları halk yetkililerden ivedilikle beklemektedir .