Peki nedir bunlar?
Birincisi trafik kazaları, ikincisi uyuşturucu belası.
Her ikisi için de etkin mücadele şart.
Trafik de bir türlü sorumluluk sahibi olamıyoruz.
Ve maalesef kazalara sebebiyet veren en önemli unsur da bu oluyor.
Sürücü hataları trafik kazalarında çok etkin bir rol oynuyor. Alkollü araç kullanmak, seyir halinde iken cep telefonu ile uğraşmak,kurallara uymamak aşırı hız vs..
Bütün bunlar kişisel hatalara bağlı olan etkenler.
Ve maalesef trafik de bu cehaletin önüne geçilemiyor.
Özellikle araç kullanırken cep telefonu ile meşgul olan azımsanmayacak bir kitle var.
Buna hepimiz her gün yollarda tanıklık ediyoruz.
Daha dün Lefkoşa-Girne anayolunda seyir halinde önümde giden bir aracın önce sağa sonra sola doğru kaydığını gördüm.
Hemen arkasında olduğum için dikkatimi bir o kadar daha artırdım. Sonra müsait bir yere gelince işaretimi verdim ve yolun sağından onu geçtim, bir baktım önümdeki aracı kullanan şahsın bir eli direksiyonda, bir eli cep telefonu ile meşgul oluyor. Peki bu istisna mı?
Tabi ki değil.
Zira az ilerde iki araç sürücüsünün daha araçlarını kullanırken cep telefonu ile bir şeyler yaptıklarına tanıklık ettim..
Dolayısıyla demem o ki, bu büyük tehlike yaşanan onca kazaya rağmen yaygınlaşarak devam ediyor.
Burada şu çok net ki, tek başına polisin mücadelesi yeterli olmuyor.
Dolayısıyla polis ile koordineli bir şekilde gözlem yapabilecek bir sivil birim oluşturulmalı.
Ulaştırma Bakanlığının yetki verip görevlendireceği uzmanlardan oluşacak bir ekibin de yollarda bu maksat için bulunması sanırım polisin mücadelesine katkı yapacaktır.
Bir diğer konumuz ise uyuşturucu..
Ardı arkası kesilmiyor bu illetin.
Birilerinin hedef kitle haline getirdiği gençler bu illetin potansiyel içicileri konumunda maalesef.
Yani gençlerimiz uyuşturucu tehdidi altında.
Polisin buna karşın ortaya koyduğu mücadele elbette var. Lakin gazetelerde çıkan haberlere bakınca bu mücadelenin elde olmayan belli nedenlerle yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır.
Peki nedir bu nedenler?
Öncelikle tabi ki polis sayısı yetersiz.
İkincisi teknoloji donanımı yetersiz.
Üçüncüsü ülkeye sokulan uyuşturucunun hangi yollardan geldiği ayrı bir muamma..
Kara,deniz ve hava yolları sıkıntılı.
Kısacası bu uyuşturucunun ülkeye girmesine yardımcı olanlar var.
Dolayısıyla bu ilişkileri ortaya çıkarmakta aynı mücadele kapsamı içinde. Haliyle sadece uyuşturucu kullananları değil, bu uyuşturucuyu ülkeye getirip, sokanların ve genç kitleyi potansiyel hedef yapanları da yakalanması şart.