Tarih 28 Ekim 2019.
Kuzey Kıbrıs’ta 3 bin 168 kişinin 658’inin işlemlerini tamamlamasının ardından yoklama yapmayıp maaşı kesilen hak sahibi sayısı 2 bin 510’a düştü. Sosyal Sigortalar Dairesi’nde gerekli işlemleri tamamlayan hak sahiplerinin aylıkları ise banka hesaplarına gönderildi.
Peki bu ne demek?
Devlet kimin öldüğünü kimin hayatta olduğunu bilmiyor demek.
Bir başka deyişle devlet şu anda hayatta olmayan insanların sosyal sigorta masşlarunın birileri tarafından alındığını düşünüyor.
Peki bu nasıl oluyor?
Şöyle ki, yaşamını yitiren bir sosyal sigorta emeklisinin öldüğüne ilişkin belgeler ilgili devlet kurumuna ibraz edilmediği için, bu maaşlar rutin şekilde ödenmeye devam ediyor.
Ve aslında sahtekarlık yapılıyor.
Devlet bunu yüksek sesle dillendirmese de yapılan bu.
Peki böyle bir şey mümkün mü?
Sonuçta ölen bir kişinin ölüm sebebi cenaze işlemleri vs gibi bir takım formalitelerin devlet kurumları tarafından yapıldığı biliniyor.
Ve buna rağmen eğer gerçekten bu şekilde bir zafiyet yaşanmışsa uygulamada bu her şeyden önce devletin kurumları arasındaki iletişimsizliğin ya da koordinasyonsuzluğun da bir sonucudur.
Kaldı ki resmi olarak bilinen nüfus olan 347 bin küsur insanın yaşadığı bir toprak parçasında böylesi bir hesaplamanın yapılamaması da ayrı bir sıkıntı olarak karşımızda duruyor.
Nitekim bugün bunu sağlayamayan veyahutta buna sağlıklı bir işlevsellik getiremeyen bir yapıda kişi başına düşen milli gelir dahil hepimizi yakından ilgilendiren birçok istatistiki bilginin doğru olması mümkün değildir.
Kaldı ki siz bugün kalkar ve bildirim yapmayan ve/veyahut işlemlerini tamamlamayan binlerce insanın gelirini bir şekilde askıya alıyorsanız, burada sıkıntı sadece bildirim yapmakla yükümlü yurttaşlar değil, bu paralelinde devletin 40 yıldır süregelen mevcut sisteme işlevsellik kazandırmadığı gerçeğini de ortaya çıkarırsınız.