Siyaseti halk için değil, belli çıkar çevrelerinin isteği doğrultusunda yapanlar gün gelir halkın ayakları altında ezilmeye mahkum olurlar. Ülkemizde de pek çok siyasetçi attıkları yanlış adımlar sonrasında “Siyaset mezarlığında “yerlerini sonsuza kadar almış durumdalar.
Ne yazık ki, ülkemizde de, vatandaşı bir oy deposu olarak gören siyasi anlayış aynı düzende devam ederken artık yavaş yavaş halkın buna dur demeye hazırlandığını görür gibi oluyoruz.
Temiz toplum sloganlarıyla yola çıkan ve söylemlerinin aksine partileşmeye giden Halkın Partisi çok kısa bir sürede, halkın gözünden düştü.
Buna neden olarak kendileri de çok iyi bilirler ki, “Biz diğer partilerin yaptığını yapmayacağız, iktidara gelirsek partililerimizi devlette işe almayacağız, şeffaf olacağız, hesap vereceğiz” söylemleriyle bu halktan oy ve onay aldılar.
Ancak bu kadar kısa sürede bir partinin nasıl kendikendini imha ettiğini işte bu Halkın Partisi’nde gördük. Son seçimde 9 milletvekili çıkararak hükümette yerini alan halkın partisi bugün bir seçim olsa sandıkta kalır. Kendileri de bunun farkındalar.
Özellikle, İçişleri Bakanı Baybars’ın, izlediğiği tutum ve davranışlar halktan ne kadar kopuk olduğunu net bir biçimde gösteriyor. Hesap vermeye bile yanaşmayan Baybars, Yüce Mecliste bile milletvekillerinin sorularına yanıt vermekten kaçınıyor.
Hele hele, İskele Longbeach bölgesinde yaşanan rant iddiaları bardağı taşıran son damla oldu. İmar Planı konusunda izlediği tek yanlı tutumu ile şimşekleri üzerine çeken Baybars hala yanlışı sürdürmekte ısrarlı. O kadar ki, geçen gün bir TV kanalında bir izleyicinin Baybars’a yönelik, “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz” sorusuna “Hayır istifa etmeyeceğim” diyerek, ben yaparım olur biter mantığıyla davranması, suçluluk telaşıyla yapılan davranışlar olarak yorumlanıyor.
Hani bir değil, iki değil, belediyeler, meclis üyeleri, turizmciler, bölge halkı bu İskele-Yeniboğaziçi-Mağusa İmar Planı’na karşı çekincelerini ifade ederken Sayın Baybars’ın bunları kaale almaması hayretle karşılanıyor.
Sadece Ada TV’de canlı yayına çıkan, YDP’den Erhan Arıklı, Bertan Zaroğlu, UBP’den Olgun Amcaoğlu, Faiz Sucuoğlu, Sadık Gardiyanoğlu, Zorlu Töre, Ünal Üstel, Aytaç Çaluda, TDP’den Cemal Özyiğit, KITSAB Eski Başkanı Erkan Kilim, Şehir Plancıları Odası Başkanı Merter Refikoğlu ve daha bir çok katılımcı konuk bu İmar Planı’nın kabul görmediğini, rant planı olduğunu, yeniden revize edilmesinin gerekliliğine işaret ederken, Bakan Baybars inatla “Ben yaparım olur biter” mantığıyla hareket etmeye devam ediyor.
Ancak bu halk yapılanları asla unutmaz ve adalet, temiz toplum, temiz siyaset, şeffaflık ilkeleriyle halkın oyunu alıp, halkı bir kenara itenler, yarın günü gelince halkın oylarıyla SİYASET MEZARLIĞINDA yerlerini alacaklarından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
KİRALIK SÖZDE BASIN
Bir kaç çift lafta, gazetecilik mesleğini haksız bir şekilde tehdit aracı gibi kullanıp veya rant çevrelerinin duygusal ilişkilerine kaptıran gazeteci meslektaşlarıma söyleyeceğim.
Haklısınız parayı veren düdüğü çalar, siz parayı alın ve parayı verenin isteği doğrultusunda haber yaparak bu kutsal mesleği kirletin. Yine haklısınız, elemanlarınız var, kiranız var, ödemeleriniz var. O zaman devam edin kiralık veya satılık gazetecilik yapmaya.
Yahu hiç mi araştırma gereği duymazsınız? Bana böyle bir haber yapmam için “PARA” verdiler acaba bu İsrailli grubun söyledikleri ne derece doğru diye hiç mi merak etmediniz, gazeteci demeye dilim varmayan kiralık basıncı arkadaşlar!
Açın bir sorun Allahaşkına, kim bu İsrailli gurup, Kalecik bölgesinde neler yaptı? Hiç mi öğrenme ve doğru haber yapma ilkeniz yok sizin?
Uğur Mumcu ne derdi?
Bilgi sahibi olmayan fikir sahibi olamaz.
Sizin gibiler ne bilgi sahibisiniz, ne de fikir sahibi!
Varsa yoksa kiralanın, satılık konuma düşün parayı verenin düdüğünü çaldırmaya devam edin. Bu gibi gazetecileri bugün Star Kıbrıs ön sayfada yeterince deşifre ettik sanırım.
Ne kadar aciz ve utanç dolu sözler bunlar!
“Ben para karşılığı haber yaparım, Afik Grup para verdi haber yaptım, siz de verin size de yapayım”. Ne yazık ki gazetecilik mesleğini reklamcılık ve tetikçilik arası bir statüye soktunuz.
Bravo size, devam edin bu şekilde ama kendinize asla gazeteci demeyin...