Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers, 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, KKTC’de toplumun HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan bulaşıcı hastalıklar konusunda bilinçlenmesi için farkındalık çalışmalarının artırılmasının önemine dikkat çekti.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde kayıtlı 75 HIV pozitif birey bulunduğunu belirten Rogers, şöyle devam etti:

“HIV pozitif vakaların teşhisi ve tedavi takibi için gerekli Eliza testi ve kandaki virüs miktarını ölçen moleküler test Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde yapılabiliyor. Devlet hastanesinde uluslararası kodlama sistemi ile kayıt altında tutulan HIV pozitif bireylerin, kendi isimleri kullanılmayarak kişisel bilgileri de gizli tutuluyor. Dolayısıyla risk grubunda olan bireyler ve test yaptırmak isteyen kişiler Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Servisi’ne başvurabilirler ve kod ismi altında test yaptırabilirler.”

“EĞİTİM, HIV’LE MÜCADELENİN ÖNEMLİ BİR PARÇASIDIR”

Sivil toplum örgütlerinin çalışmalarının toplumda farkındalığı artırmak açısından önemine vurgu yapan Rogers, devletin üstüne düşen büyük görevler olduğunun da altını çizdi.

“En önemli görev Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığımıza düşüyor” diyen Rogers, okullarda cinsel eğitimin ilköğrenim ve ortaöğrenim müfredatına alınmasının elzem olduğunu kaydetti.

Çocuklara, yaşına uygun şekilde, küçük yaşlardan başlayarak cinsel eğitim verilmesi, çocukların kendi bedenini tanıması, kendini koruması, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan nasıl korunabileceği ile ilgili küçük yaşlardan bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Rogers, “Bu aynı zamanda halk sağlığını korumanın önemli bir unsuru olan bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin önemli bir parçasıdır” ifadesini kullandı.

“BİLİNÇLİ BİR TOPLUM, SAĞLIKLI BİR TOPLUM DEMEKTİR”

HIV’in, kan ve kan ürünleri, vücut sıvıları, doğum anında anneden bebeğe veya anne sütü ile bulaşabildiğini hatırlatan Jale Refik Rogers, virüse dair şu bilgileri paylaştı:
“HIV, sosyal ilişkilerle, kapalı ağızla öpüşmekle, sarılmakla, aynı ortamda bulunmakla, aynı yemeği yemekle, aynı havuzu, aynı tuvaleti kullanmakla, aynı havayı solumakla, sivrisinek ısırmasıyla, tükürük veya ter ile bulaşmaz. Korunmasız cinsel ilişki yaşayanlar, birden fazla partnerle olanlar, ortak enjektör kullanımı ve damar içi ilaç ve madde bağımlılığı olanlar, HIV pozitif bir kişi ile ilişki yaşayanlar, görülme sıklığı yüksek olan ülkelerde yaşayanlar veya o bölgelere seyahat eden kişiler ve koruyucu önlemler almadıkları sürece sağlık çalışanları HIV virüsü açısından risk grubundadırlar. HIV’den korunmanın başlıca yolu cinsel ilişkide kondom kullanımıdır. HIV tedavisi alan HIV pozitif kişilerin virüsü bulaştırma riski ise yüzde 96 oranında azalmaktadır. HIV pozitif bir annenin tedavi aldığı sürece virüsü taşımayan çocuk doğurması da mümkündür.”

HIV’in, bağışıklık sistemi hücrelerini hedef alan ve tedavi edilmezse, bağışıklık sistemini zayıflatarak bu virüsü taşıyan kişileri fırsatçı enfeksiyonlara ve çeşitli kanser türlerine açık hale getirdiğine dikkat çeken Rogers, baskılayan ilaç tedavileri ile HIV’in, Dünya Sağlık Örgütü WHO’nun kronik hastalıklar listesine girdiğini belirtti.
HIV enfeksiyonunun ancak tedavi edilmezse, zaman içerisinde AIDS (Edinilmiş İmmün Yetmezlik Sendromu)’e dönüşeceğini kaydeden Rogers, “HIV pozitif bireyler ilaç tedavisi ile sağlıklı, uzun ve kaliteli bir yaşam sürebilirler. Buna rağmen ülkemizde ve dünyada HIV ve AIDS ile ilgili yanlış bilinenler ve önyargılar bu virüsü taşıyan bireylerin damgalanmasına ve ayırımcılığa uğramasına sebebiyet vermekte, bu ayırımcılık hastaların bildirimini ve tedavisini engelleyebildiği gibi bulaşmayı da artırabilmektedir” şeklinde konuştu.

“Bilinçli bir toplum, sağlıklı bir toplum demektir” diyen Rogers, tıbbın gelişmesi ile, günümüzde risk grubunda olan kişilerin virüsle temas ettikleri durumlarda bulaşma riskini azaltacak tıbbi tedavilerin bulunduğunu belirtti.