CTP eski genel başkanı ve başbakanlarından Ferdi Sabit Soyer, Cumhurbaşkanı Akıncı’yı eleştirdi.

CTP’nin eski genel başkanı ve başbakanlardan Ferdi Sabit Soyer, Akıncı’nın cumhurbaşkanlığı döneminde iki kritik hata yaptığını belirterek, “Crans Montana sürecinde ‘son şans’ ve ‘bizim neslin son denemesi’ söylemleri büyük hataydı” dedi.
Ada TV’de Gazeteci Cüneyt Oruç’un sorularını yanıtlayan Soyer, şunları söyledi:
“Crans Montana’da 5’li konferansa dönük süreç geliştiği zaman iyi bir hazırlık olup olmadığına dönük içimizde bir kuşku oluştu. Orada Anastasiadis tarafından siyasi eşitlik konusunda bir çıkmaz oluşturuldu. Oysa BM’nin en başından beri en temel parametresiydi. Bu çıkmaz, Rum lidere verilmemeliydi. Siyasi eşitlik pazarlık konusu yapılmaya çalışıldı. Sayın Akıncı’ya haksız eleştiriler olduğunda karşısında dikildik. Ancak bazı eleştirilere hak vermemek de elde değil.

AKINCI’NIN YÜZÜNE DE SÖYLEDİM

Sayın Akıncı’nın ‘son şans’ vurgusunu hiç benimsemedim. Bunun çok yanlış olduğunu kendi yüzüne de söyledim. Siz bunu sürekli vurgularsanız kendi içinizde ve Güney Kıbrıs’ta çeşitli oyunlar oynanır. Madem ‘son şans’ diyorsun ve bu şansı sana yaratmam. ‘Son şans’ diyen sen, BM parametrelerini tartışmaya açmak isteyen kesime kendi elinle en büyük kozu verirsin. Tüm tarafları motive etmek için kullanıldığı söylenen bu “son şans” sözü, özelikle Güney Kıbrıs’ta çıfıt çarşısı odaklarını harekete geçirdi. Bize tuzak kurdular.

SON DENEME OLAMAZ

İkinci bir nokta Crans Montana’daki başarısızlıktan sonra Sayın Akıncı, ‘Bizim neslin son denemesidir. Bu son deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştır’ dedikten sonra bu, Güney’de ve Kuzey’de çözüm karşıtlarına en büyük siyasi zemini sağlamıştır. Bundan ötürü kendisini eleştiriyorum.

Bugün Kuzey’de ve Güney’de ‘BM parametrelerine dayalı çözüm ortadan kalkmıştır, federasyon tezi çökmüştür’ söyleminin dayandığı tez, Sayın Akıncı’nın ‘son şans’ ve ‘bizim neslin son denemesi’ söylemleridir. Bunlar benim eleştirdiğim temel konulardır.

Sayın Akıncı, beşli konferans girişiminden sonra Türkiye, Yunanistan ve İngiltere kamuoyunu ortak noktalarda bir araya getirmek için çalışması, bu yönde katalizör görevi üstlenmesi gerekirdi.”