Başsavcılık, Ağır Ceza Mahkemesi yetkisine giren suçlar nedeniyle Aytaç Çaluda ve Şerife Ünverdi’nin yargılanamayacağı gerekçesiyle davalarının askıya alındığını açıkladı.
Bunun ne anlama geldiğini daha iyi anlayabilmek için sosyal medyadan hukukçu dostlara ulaşmaya çalıştım.
Öncelikle ilgileri ve verdikleri bilgiler için hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
İşte bu bağlamda ülkemizin değerli hukukçularından ve eski yargıçlarından Sayın Tacan Reynar da bu kararın ne anlama geldiğini çok net bir şekilde ortaya koydu.
Sayın Reynar’ın konuyla ilgili paylaşımı ise şöyle;
“Meclisteki komisyon Başsavcılığın “taslak” halindeki ithamnamesini kabul ederek dokunulmazlığı kaldırdı. Oysa bu ithamname ile Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama yapılamazdı. Savcılığın açıklaması bu. Savcılık tekrar Komisyon kararı bekleyecek bu durumda. Fi tarihinde…
Hülasa, Dava geri çekildi. Artık gündemde dava yok demek.”
Şimdi bu oldu mu?
Elbette olmadı.
Kaldı ki bu konuyla ilgili Başsavcılıktan görüş alındı. Komite kuruldu, dokunulmazlık kalktı, söz konusu iddialar mahkemeye taşındı, yargı süreci başladı ve başladığı gibi de bitti.
Gözünü seveyim adalet.
Yasalar karşısında her yurttaş eşit haklara sahiptir.
Öyle midir?
Şimdi siz değerli okurlardan özür dileyerek bu soruya “BOKTUR” desem ayıp etmiş olur muyum?
Etmişsem affola.
Ama içimden başka bir şey yazmak gelmedi bu durumu izah etmek adına..
Lütfen kusura bakmayın.
Komite tekrar oluşturulacak da, toplanacak da karar üretecek de, falan filan…
Bakalım hangi dağın arkasında misali.
Hoş zaten ne bekliyordum ki?
Hala inanmak güvenmek istediğimdendir belki bilemiyorum ama bu kez belki demiştim onu da itiraf etmeliyim.
Olmadı.
Adalet yerine gelmedi.
Hukuk işlemedi, terazi doğru tartmadı.
Peki neden?
Üstünlerin hukukunun galip gelmesinden tabi ki..