Ülkede asgari ücretle çalışan, yoksulluk ve engelli yardımı alan ailelere hükümet acilen hijyen malzemesi yardımı yapmalıdır demiştik ki İçişleri Bakanlığı açıkladığı eylem planında bu var. Olumlu bir gelişme.
Ülkede asgari ücretle çalışan, yoksulluk ve engelli yardımı alan ailelere hükümet acilen hijyen malzemesi yardımı yapmalıdır demiştik ki İçişleri Bakanlığı açıkladığı eylem planında bu var. Olumlu bir gelişme.
Zira hepimiz biliyoruz ki bu tür salgınlarda en savunmasız kesimler dar gelirliler ve haliyle yoksullardır
Bu günler adeta ders niteliğinde bir süreci de beraberinde getirdi..
Şöyle ki; dün hesapsızca kitapsızca hayata geçirilen icraatların aslında ne kadar yanlış olduğunu öğreniyoruz.
Mesela ne?
Her köye yeni bir cami, her şehre büyük, daha büyük camiler yerine tam donanımlı hastaneler yapılabilseymiş bugün üzerimize gelen bu tehlike için savunma hattımız bir o kadar daha güçlü olurdu.
Olmadı.
Camiler şimdi boş.
Hastaneler yetersiz.
Elbette önce sağlık.
Her şeyin başında da sağlık gelir.
Bu çok doğru.
Fakat bu sürecin getirdiği başka olumsuz yanlar da var.
Dolayısıyla öncelikli sağlık stratejilerini önümüze koyarken, paralelinde ekonomik tedbirleri de düşünmeliyiz.
Malumunuzdur ki olağanüstü bir dönemden geçiyoruz ülke olarak.
Bu dönem tahminimizin de ötesinde sancılı ve sıkıntılı geçecek.
İşte bu anlamda devlet kendini hissetirmelidir.
Güney Kıbrıs’ta mesela organize oldular çok yönlü kaygılar ile ekonomik hamleleri de paralel olarak hayata geçiriyorlar..
Neden?
İnsanlara ikinci bir mağduriyet yaşatmamak adına.
Çünkü hayat devam ediyor.
Bu dönemde gelirler azalıyor.
Giderler dağ gibi.
Devlet bu yönde adımlar atmalıdır.
Banka kredileri dahil, bir çok alanda insanları belli bir süre koruyacak tedbirleri hayata geçirmelidir.
Aksi halde corona virüsü etkisiyle daha yıkıcı bir ekonomik süreç ile karşıkarşıya kalacağız.