Büyük ülkeler ve devletler dökülüyor

Geçen Aralık ayından günümüze dek dünyamızda hızla gelişen öldürücü virüs can almaya bütün şiddeti ile devam etmektedir.

Geçen Aralık ayından günümüze dek dünyamızda hızla gelişen öldürücü virüs can almaya bütün şiddeti ile devam etmektedir.
Sanayileşmiş ve gelişmiş süper ülkeler virüsle ilgili olarak yapılan girişimlerden günümüze dek hiçbir başarılı sonuç alamamışlar.
Tek yapılan, bulaşıcı virüsten sakınmak ve kaçma girişimleri ve tedbirleri almaktan öteye gitmemiştir.
Bunun için yapılan tek şey. Her kes evinde izole bir şekilde gelişmeleri takip etmekte ve umutla beklemektedir.
Çok şükür yazımı yazdığım ana kadar ülkemizde can kaybının olmaması. Alınan tedbirler konusunda umut verici bir gelişmedir.
Kahredici virüsün yakın temas sonucunda bulaştığını biliyoruz. Tek bildiğimiz virüsü kapmamamız için mümkün olduğunca hiçbir kişi ile yakın temasta bulunmamamızdır.
Bu konuda ülkeyi yönetenler gerekli idari ve yasal tedbirleri almaktadırlar.
Sokağa çıkma yasağının yanında ilçeler arası iletişimler de geçici bir süre yasak kapsamına alınmıştır.
Toplumdan izole, daha ne kadar devam edecek bilinmemektedir. Bu, virüse karşı verilmekte olan tıp ilminin sonuç alıcı mücadele ve çalışmasına bağlı.
İnsanların kapalı bir vaziyette kalmaları ve virüse bulaşmamaları için verdikleri mücadelenin yanında. Evlerde hapis gibi kalmalarının getireceği başka sorunlar da kendini gösterecektir.
Daha açıkçası, Psikolojik rahatsızlıklar da baş gösterecektir.
Zaten çok az sayıda olsa bile baş göstermiştir.
Bu sorunlar için de her ilçede uzmanlara dayanan kurullar veya komiteler oluşturulup. İnsanların dertlerini ve şikayetlerini dinlemek için teknolojiden yararlanılabilir.
Unutmayalım ki yaşam devam etmekte ve idare de bu yaşamın devam etmesinde gerekli tedbirleri alır ve yaşamın devamlılığını pürüzler açısından asgariye indirerek veya sıfırlayarak sağlar.
Bu idarenin asli ve vaz geçilmez görevlerinden biridir.
Yazımın başlığı, büyük ülkeler ve devletlerin virüs karşısında nasıl yaprak dökümü gibi döküldüklerinin resmini ortaya koymaktadır.
Öldürücü silahları ile dünyayı titretmeye çalışanlar ve bunu bir anlamda başaranlar. Virüs karşısında miskin vaziyette.
Yaptıkları, halklarına ölüm olaylarının daha da artacağı müjdesini vermek.
Çünkü, öldürücü silah sanayiine ayırdıkları bütçenin yarısını, Tıp ilmine ayırmadılar. Ayırsalardı, Korona doğmadan onu etkisiz hale getirirlerdi.
Dünyayı nasıl işgal edeceklerinin, nasıl sömüreceklerinin bilimiyle uğraştıkları için dünyayı bu çekilmez duruma getirdiler.
Virüsten ölenleri gömmekten de vaz geçecekler.
Çünkü gömmek zaman alır.
Bir gün sonra ölenleri gömecek zaman kalmaz.
Süper güçler, yaprak dökümü gibi dökülüyorlar.
Çok şükür, KKTC ‘de bugüne değin böyle manzaralarla karşılaşmadık.
Virüs bize Batıdan geldi.
İnsanların yoğun olduğu ülkelerde bulaşma riski çok büyük.
Ülkemizde böyle bir yoğunluk olmadığı için ve süper güçler tarafından siyasi ve ekonomik olarak izole edildiğimizden. Virüsten de izole olduk.
Sonuçta ülkemize yapılan ambargolar, virüsün yayılmaması için de olumlu sonuç verdi.
İnsanımız son iki haftada işin ciddiyetini kavradı. Ona göre hareket etmektedir.
Virüs konusunda, Sağlık açısından hükümetin aldığı tedbir ve uygulamalar. Diğer ülkelere bakıldığında sonuç alıcı olmuştur.
Güneyle kıyaslandığımızda, çok çok iyiyiz. Güney AB ‘ne girmesinin cezasını ceremesini ödüyor.
AB, bizi siyasi ve ekonomik olarak cezalandırmış olabilir. Fakat verilmiş bu ceza sonuçta virüs belasından bizi kurtarmış olmadı mı ? Bunu iyice irdeledikten sonra, herkes bu sonuca kanaatimce ulaşmış olacaktır.
Güneyle AB’nin bir parçası olmuş olsa idik.
Virüs konusunda Güneyden bir farkımız olur muydu ?
Bu haber 4829 defa okunmuştur

:

:

:

: