Önce sağlık diyoruz.
Fakat hayat devam ettiği sürece ekonomiyi bundan ayrı tutamayız.
Evet her şeyin başı sağlıktır,sıhattir.
Fakat aynı oranda para da birçok kapının anahtarıdır.
Dolayısıyla bugün ekonomiden de biraz dem vuralım..
Evet bugün ekonomi konuşacaksak tarım sektörü ile başlayalım ve konuşalım.
Küresel salgın sonrası en korkulan şeylerden bir tanesi de şüphesiz gıda kıtlığıdır.
Ülkemizin gıda stokları ne durumda?
Bilen var mı?
Zanetmiyorum.
Dolayısıyla yaşadığımız süreç bize gösteriyor ki tarım üretimi yaşamsal öneme haizdir.
Haliyle daha fazla üretimin yaratacağı, katma değeri yüksek üretim, ve tabi ki sağlıklı beslenmeye dönük üretim, gelir dağılımına olumlu katkı yapacak üretim modelleri olarak karşımıza çıkıyor.
Peki bu mümkün mü?
Elbette mümkün…
Oturulur ülkedeki ekim alanları belirlenir, üretilecek ürünler saptanır ve ihtiyaçlar doğrultusunda bir üretim ortaya çıkar.
Peki sadece tarım ürünleri mi üretilmeli?
Elbette hayır..
Bu süreçte ortaya çıkan boşlukların tespiti ile birlikte ihtiyaç haline gelen ürünlerin de üretimi devlet politikası şeklinde yapılabilir..
Üniversiteler, meslek liseleri bu maksat doğrultusunda planlanan ürünleri imkanları kapsamında ele alıp değerlendirebilir.
Nitekim meslek liselerinde önemli bir boşluk giderilmeye çalışılıyor ,COVİD 19 salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında sağlık çalışanları için hem cerrahi maske hem de 3D yazıcılarla siper maske üretilmeye başlandı.
Bu önemli bir adımdır.
Ve devlet desteği ile farklı üretim alanlarında da yaygınlaşmalıdır.
Aynı şekilde üniversitelerimiz de buna katkı koymaya başladılar. İşte Yakın Doğu Üniversitesi İnovasyon Merkezi’nin, hastaların solunumunu destekleyecek alternatif cihaz ürettiği, var olan solunum cihazlarının birden fazla hastada kullanımını mümkün kılacak ara bağlantı ve aparatların üretimini de tamamladığı haberleri geliyor..
Bunlar hepimizin duymak istediği güzel haberler.